27 Aralık 2014 Cumartesi

İyisiyle Kötüsüyle Bir Yıl Daha Bitti

Günlerdir ne blog sayfamla ne de blogger arkadaşların yazıları ile ilgilenebildim. 

Yoğun bir iş temposu içinde geçen yılın son günlerinde üzerime düşen keyifsizlik ve mutsuzluk halinden sıyrılmak ve kendimi daha iyi hissetmek için bloğuma yazı girmeye karar verdim.

E, hali hazırda yeni yıl geliyor, yazımın konusu da güle güle diyeceğimiz 2014 ve merhaba diyeceğimiz 2015 olsun istedim.

Sizi bilmem ama 2014 benim için biraz zor bir yıldı. Keşke dediğim şeyler, beni üzen hatta dibe vurmama neden olan olaylar yaşadım 2014'te.

21 Aralık 2014 Pazar

Kronik Mutsuzluk, Keyifsizlik ve Yorgunluk

Merhaba blog takipçilerim ve blogger arkadaşlar,

Bugünlerde o kadar yoğun bir şekilde çalışmak zorunda kaldım ki, bloğumu ihmal ettim.

Ancak, blogumu ihmal etmem de sadece çok çalışmış olmam değil, kronik bir hal almaya başlayan keyifsizlik hali de etkili oldu. 

Kendimi çok iyi hissetmiyorum bugünlerde. 

Yağmurlu günlerin etkisi midir bilmem ama keyifsizlik kronikleşiyor sanki....

Çevremizdeki insanların bizi anlamaması ya da anlamak istememesi keyifsizliğimizin artmasına, mutsuzluğun dibe vurmasına ve kronik bir hal almasına neden oluyor.

Acaba benim içine düştüğüm durum bana mı özel diye internette araştırayım dedim, kronik mutsuzluk diye psikolojik durum olduğunu öğrendim. 

9 Aralık 2014 Salı

Büyümek İsteyen Oğula Mektup; Ah, Keşke Çocuk Olsaydım (Nostaljik Pazartesi)

Güzeller güzeli oğlum artık büyümek istiyor. 

Sanki daha dün doğmamış gibi kendini yetişkin erkek olarak görmek istiyor.

Güzel oğlum benim, sen daha bebeksin...

Sen biliyor musun büyüyünce seni nelerin beklediğini...

3 Aralık 2014 Çarşamba

Bu Yalnızlık Hiç Bitmeyecek... (Nostaljik Pazartesi)

Yalnızlık nedir deseler hiç düşünmeden yalınlık ve temizlik derim. 

Hayatımızda bazen hiç beklemediğimiz şeyler olabiliyor. Ve, böyle durumlarda yanımızda olan insanları görmek istiyoruz. Bir dost, arkadaş ya da bir yaren arıyor gözlerimiz..

İnsan böyle zamanlarda, kimseden bir şey beklemiyorum dese de, bi destek bekliyor aslında...

Yalnız kaldığımızda nasıl ki kendi kendimize dost olup, kendi kendimizle yarenlik yapıyor, yaralarımızı sarıp acılarımızı azaltıyorsak, aslında bütün bunları candan bir arkadaşla yapmak istiyoruz...

29 Kasım 2014 Cumartesi

GRİ VE SOĞUK KIŞ GÜNLERİNE; RENKLİ LENSLERLE RENK KAT!!!

 
Alcon AIR OPTIX® COLORS kontak lensler; gri kış günlerinde bakışlarınıza renk katarak, ortamı ısıtmanıza yardımcı olacak.
Göz bakımında dünya lideri Alcon tarafından üretilen ve güzellikle konforu aynı anda sağlayacak şekilde tasarlanan AIR OPTIX® COLORS renkli lensler; kış günlerinin gri havasını dağıtmamıza yardımcı olacak.
Parlak Mavi, Mavi, Gri, Gümüş Gri, Zümrüt Yeşili, Yeşil, Ela, Bal Rengi ve Kahverengi ile 9 renkten oluşan geniş bir yelpaze sunan AIR OPTIX® COLORS kontak lensler; “3’ü 1 arada” teknolojisi ile doğal ve canlı bakışlara sahip olma imkanı sunuyor.
Koyu bordo ve koyu kırmızı rujlu dudakları; sadece bolca maskara kullanarak öne çıkartan bu kışın makyaj trendinde; AIR OPTIX® COLORS kontak lensler ile sade ama aynı zamanda baştan çıkarıcı bir etki yakalamak mümkün olacak.
Silikon hidrojen yapısı ile lens içinden 6 kata kadar daha fazla oksijenin geçmesine izin vererek, gözlerin maksimum düzeyde nefes alabilmesine olanak sağlayan AIR OPTIX® COLORS kontak lensler; renkli bakışlara baştan çıkarcı bir doğallık ekliyor.
Alcon tarafından nefes alma özelliğiyle, güzellik ve konforu aynı anda sağlayacak şekilde tasarlanmış AIR OPTIX® COLORS renkli lenslerinden; numaralı ve numarasız olarak edinmek mümkün.
*Göz kontrolü ardından reçete ile satışa sunulan AIR OPTIX® COLORS renkli lenslerin, 1 ay süreyle günlük olarak kullanılması öneriliyor. AIR OPTIX® COLORS kontak lensleri; her bir eşsiz rengin, kullanıcının kendi göz rengiyle hafifçe karışmasına izin veren, irisin ince renk farkını taklit eden çığır açıcı üçü bir arada FreshLook® COLORBLENDS® teknolojisi ile üretiliyormuş. FreshLook® COLORBLENDS® teknolojisi ayrıca göz ile renk etkileşimini azaltmak için rengi lens malzemesi içinde muhafaza ediyor.
*AIR OPTIX® COLOR kontak lenslerinin uygunluğu için göz doktorunuzu ziyaret etmek zorunda olduğunuzu da unutmamakta fayda var.
AIR OPTIX® COLORS kontak lensler hakkında daha detaylı bilgi almak için; 
Bir boomads advertorial içeriğidir.

25 Kasım 2014 Salı

Nedir Bu Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

Biz anne babalar, çocuklarımızın mükemmel olmasını çok isteriz. 

Onlardan her zaman derslerinde başarılı olmalarını, sosyal hayatında ise (arkadaş ilişkilerinde, okulda, aile içinde) her zaman ölçülü ve saygılı davranmasını bekleriz. 

Zaman zaman bu ölçüyü kaçırdıklarında onlara "hiperaktif misin nesin, yerinde duramıyorsun" diye çıkışırız. 

Şu bir gerçek ki, çoğumuz bu terimin anlamını bilmeden ya da kulaktan dolma bilgilerle kullanıyoruz. 

Peki, aslında nedir bu hiperaktif çocuk meselesi?

22 Kasım 2014 Cumartesi

Temizlik Bitti, Şimdi Kahve Molası

Temizlik bitti çok şükür... 

Yatak takımları değişti, yıkandı, ütelendi...

Camlar silindi... 

Ev köşe bucak süpürüldü...

Sirkeli su ile tozlar alındı. Ben evimde toz alırken sirke kullanıyorum, hassas yüzeylerin temizliğinde harikalar yaratıyor. Hı, bir de mikrofiber bez kullanıyorum, çizilmeleri engelliyor.

27 Ekim 2014 Pazartesi

Benim Başıma Gelmez Demeyin; Memenizi Kontrol Edin



Merhaba arkadaşlar, 

Dikkat ettiyseniz, son günlerde, internette, yazılı ve görsel basın organlarında meme kanseri farkındalığı yaratmak için çeşitli reklam kampanyaları düzenleniyor. Ekim ayı meme kanseri farkındalık ayı olarak kabul edilmiş. 

Ben de internette faaliyet gösteren bir blogger olarak üzerime düşen görevi yerine getirmek, meme kanserine dikkat çekmek ve meme kanseri ile ilgili yapmış olduğum araştırma neticesinde öğrendiğim bilgileri sizinle paylaşmak istedim. 

24 Ekim 2014 Cuma

Bana Dart Ödülü Veren Blog Arkadaşlarıma Teşekkür Ediyorum




Bu görmüş olduğunuz resim arkadaşlarımın bana göndermiş olduğu hediyenin resmi. İsmi Dart. Sayın Hakkı Karadeniz, Bir Delinin Pembe Defteri , Havadan Sudan ve Mervsuu beni bu hediyeye layık görmüşler. Hepsine yürekten teşekkür ediyorum. Biraz geç kaldım cevap yazmakta biliyorum, işlerim çok yoğundu o nedenle beni affedeceğinizi düşünüyorum. Ben özel olarak bu hediyeyi kimseye dağıtmıyorum çünkü ben bu hediyeyi herkese veriyorum. Hepinizi çok öpüyorum...

19 Ekim 2014 Pazar

Motivasyonunuz mu Düştü? Motivasyonunuzu Nasıl Yükselteceğinizi Biliyor musunuz?

Kış mevsiminin kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladığı şu günlerde, siz de enerjinizin düştüğünü, keyifsizleştiğinizi ve karamsarlaştığınızı mı düşünüyorsunuz? 

Bugünlerde ben de kendimi biraz yorgun hissediyorum. Çoğu zaman keyifle yaptığım şeylere dahi zaman ayıramıyorum, motivasyon ve yaşam enerjimin düştüğünü hissediyorum. 

Sebep kış mevsimi mi, yağışlı ve karanlık günler mi bilmiyorum, bugünlerde yaşam enerjimin diplere vurduğunu gözlemliyorum.

4 Ekim 2014 Cumartesi

Bugün Bayram Erken Kalkın Çocuklar!!!

Tüm blogger arkadaşlarımın, yakın çevremin, blog sayfama ve bana değer verip yorumlarını eksik etmeyen ziyaretçilerimin, 

Beni moralim bozukken yalnız bırakmayan dostlarımın, 

Postlarımı okuduklarını her halinden belli eden gerçek ziyaretçilerimin ve takipçilerimin, 

Blog serüvenimde, bir yılımı tamamlamama çok az bir süre kala bana ziyaretleri ve yorumları ile destek olan herkesin ama herkesin,

Kurban Bayramını en içten dileklerimle kutluyorum. Neşe, sağlık, huzur, mutluluk dolu bir bayram geçirmenizi temenni ediyorum. 

Küçüklerime kocaman sarılıyorum, büyüklerimin de ellerinden öpüyorum efendim... 

Sevgiler ve Saygılar....

Herkese iyi bayramlar...




30 Eylül 2014 Salı

Bir Metro Yolculuğu; Koltuk Kavgası

Metroda yolculuk yapmaktan ne yalan söyleyeyim pek hoşlanmam. 

Tanımadığım onlarca insanla karşı karşıya oturmak beni sıkar, biraz gerilirim. 

Karşıya baksan olmaz karşındaki insan kendisine baktığını sanır.Yana baksan olmaz ki bu fiziki olarak da pek mümkün değil yan tarafında insan var. 

23 Eylül 2014 Salı

Ve Ölüm Zamanı Geldi Çattı!

Günler ağır ve hüzünlü...

Günlerdir nasıl bir ruh hali içindeyim bir bilseniz sevgili okuyucularım. 

Beklediğimiz kaçınılmaz son gerçekleşti. 

Alzheimer hastası olan kayınpederimi 5 Eylül'de kaybettik. 

Bugün kayınpederimi kaybedeli tam 19 gün oldu. 

19 gün önce

12 Eylül 2014 Cuma

Adet Öncesi Gerginlik Sendromu mu O da Ne

Adet öncesi gerginlik kadınların hayatını zorlaştıran önemli bir sorun.

Erkekler arasında "aybaşısı tuttu" diye çok da hoş olmayan bir tabir vardır. Evet, ne yazık ki biz kadınların her ay yaşamak zorunda kaldığımız bu sıkıntı erkeklerin bizimle zaman zaman dalga geçmesine neden oluyor.

Aslında bilmedikleri bir konuda ahkam kesiyorlar. Kadınların o dönemde nasıl bir ruh

3 Eylül 2014 Çarşamba

Eyvah! Asosyal Oldum

Asosyal olmak bazen esprili bir anlatımla birlikte kullanmış olduğumuz bir deyim olsa da aslında insan hayatını olumsuz etkileyen bir durumdur. 

Asosyallik basit bir anlatımla sosyal olmayı başaramama durumudur. Asosyallik bireyin sosyal çevre ile yeterli ilişki kuramaması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Asosyal kişiler çoğu zaman kendini dış dünyadan soyutlayarak kendi dünyalarına çekilirler.

Asosyal insanlar kendileri ile baş başa kalmaya bayılırlar.  Yalnız yaşamaktan hoşlanırlar.  Özellikle bilgisayar

29 Ağustos 2014 Cuma

Evliliklerin Bitmesine Neden Olan 10 Şey

Günümüzde evlilikler her an kırılacak bir cam gibi. Kimse kimsenin kahrını çekmek istemiyor. Sıkıldım artık diyen herkes, boşanma kararı veriyor.  Peki, evliliklerin bitiş nedenleri neler, hiç düşündünüz mü?

İşte Türkiye'deki evliliklerin sona ermesine neden olan 10 şey:

İhanet. Evliliklerin büyük bir kısmı ihanet yüzünden sonlandırılıyor. "Benim başıma gelmez" demeyin, inanın herkesin başına gelebilir.

Kıskançlık ve eşe şiddet. Öyle güzel güzel kıskanmaktan bahsetmiyoruz, insanı çileden çıkaran, göz açtırmayan, "nereye baktın, nereye gidiyorsun, neredesin"

25 Ağustos 2014 Pazartesi

Yatalak Hastalarda Görülen Yatak Yaraları

Kayınpederim Alzheimer hastası ve şu an yatağa bağımlı .Bu nedenle son günlerde yatalak hasta bakımı ile ilgili bilgi edinip kayınvalidemle paylaşmaya çalışıyorum.

Yatalak hastası olanlar gayet iyi bilirler. Yatalak hastaları bekleyen en büyük sorunlardan birisi de devamlı yatmaktan dolayı vücutta açılması muhtemel yatak yaralarıdır.


Yatak yarası, sürekli yatmak zorunda kalan hastanın vücudunda sürtünme ve basınç nedeniyle oluşan deri lezyonlarıdır. 

20 Ağustos 2014 Çarşamba

Dikkat! Türkiye'de Obez Çocukların Sayısı Hızla Artıyor

     Bir tek obezite sorunumuz yoktu artık obezite sorunumuz da var. Türkiye'de obez olanların oranı %15'e ulaşmış. Ne kadar büyük bir oran değil mi? Yani Türkiye'de nüfusun 10 milyonu obez.  İlkokula giden çocuklar arasında yapılan bir araştırmaya göre çocukların % 22'si obez çıkmış. Bu rakam çok yüksek bir rakam. 

Ciddi sağlık sorunlarına neden olan obezite, hareketsiz yaşam ve yanlış beslenmenin bir sonucu olarak ortaya çıkan bir sağlık sorunu. Obezite ile mücadelenin ilk kuralı ise çocukların doğru beslenme alışkanlığı kazanmasından geçmekte. Bu sağlanamazsa Türkiye ileriki yıllarda çok sayıda obez insanın yaşadığı bir ülke haline gelebilir. 


       Çocuklar arasında yapılan bir araştırma obezitenin özellikle zengin çocukları arasında daha yaygın olduğunu göstermiş. Gün içinde yemek öğünlerini fast-food beslenerek, ayak üstü atıştırarak geçiren bu çocuklar, zamanla obezite ile mücadele etmek zorunda kalıyorlar.

18 Ağustos 2014 Pazartesi

Kaçınılmaz Sona Doğru Hızla Giden Bir Hayat

Yaklaşık on yıldır hastaydı. Ne kadar kabul etmese de hastalığın belirtileri hızla görülmeye başlanmıştı. 

Ciddi bir unutkanlık başlamıştı Ahmet Bey'in beyninde.

Önceleri her gün düzenli olarak çektiği tespihini unutur "Hanım, benim tespih nerede" diye aratır dururdu. 

Zamanla unutkanlığın boyutu değişmiş, aşırı unutkanlık hayatını olumsuz etkilemeye başlamıştı.

Bütün çocuklarını evlendiren Ahmet Bey, hayatının geri kalanını mutlu ve huzurlu bir şekilde sürdürmeyi beklerken amansız bir hastalığın pençesine düştü. 

İlk önce kimse yakıştıramadı,Ahmet Bey böyle bir hastalığa yakalanmış olamazdı. 
Aile fertleri ne kadar kabul etmese de Ahmet Bey henüz 58 yaşında Alzheimer hastalığına yakalanmıştı. 

8 Ağustos 2014 Cuma

Mutlu Olmak İstiyorsanız Her şeyi Kontrol Etmekten Vazgeçin

     Hayatımızın amacı mutluluk dersek çok abartmamış oluruz değil mi? Gün içinde yapmış olduğumuz birçok şeyi  mutlu olmak için yapmıyor muyuz? Örneğin; yemek yeriz ve mutlu oluruz. Gezmek bizi mutlu eder. Arkadaşlarımızla sinemaya gitmek bizi eğlendirir ve mutlu olmamızı sağlar. Çocuklarımızla oynamak, onlarla konuşmak, anne-babamızı ziyaret etmek, televizyon izlemek, yemek yapmak, bazen dedikodu yapmak bile bizi mutlu etmektedir. Yani, gün içinde yapmış olduğumuz pek çok şey aslında mutlu olmak için yapmış olduğumuz şeylerdir. 

     
Hayatımızda mutluluk ile mutsuzluk hep bir aradadır. Arada ince bir çizgi vardır. Mutlu olmak istiyorsak mutsuzluğumuza neden olan sıkıntıları bir kenara bırakmak zorundayız.

5 Ağustos 2014 Salı

Alevi, Sünni, Zaza Kardeş Değil miyiz

Seçimlerden ve seçim söylemlerinden bir kez daha nefret ettim. 

Toplumsal sorumluluğu olan insanlar, söylemlerinin toplum üzerindeki etkisini ölçüp biçmek zorundadırlar. 

Son günlerde seçim propagandalarında hiç de arzu etmediğimiz mezhepsel ve ırksal bir söylem var yine.

Sizi bilmem ama ben son derece rahatsız oluyorum bu tür  söylemlerden. 

Bir insana mezhepsel kimlik ile yaklaşılmasından hoşlanmıyorum. Bir insanı hiç de gerek yokken "Aleviyim" demeye zorlamak neye hizmettir anlamış değilim.

Yine bir insana "Zazasın" demenin mantığı nedir bunu da anlamış değilim. 

Bu ülkede yüzyıllardır mezhebi nedeniyle ya da ırkı nedeniyle öldürülen, yakılan, yok edilen insanların külleri soğumamışken, mezhep ya da ırk üzerinden oy toplama gayretinin kime ne faydası olabilir. 

31 Temmuz 2014 Perşembe

Kahkaha Atmak İffetsizlik midir

Kahkaha atmak ne zamandan beri iffetsizlik oldu bilmiyorum ama bildiğim bir şey varsa o da benim çok neşeli olduğum zamanlar doya doya güldüğüm ve kahkaha attığımdır.

Bir ülkenin Başbakan Yardımcısının işini gücünü bırakıp kadınların kahkahası hakkında konuşuyor olması açıkçası beni çok üzdü. 
 Burada siyasi söylemlerde bulunacak değilim. Sağ ya da sol, Alevi ya da Sünni, Kürt  ya da Türk hiç fark etmez, kahkaha  insani bir duygu durumudur. 

26 Temmuz 2014 Cumartesi

Kadın Sünneti Nedir

Haberleri takip edenleriniz bilir. Irak'ta kız çocuklarının sünnet edilmesi gündemde. Eğer çıkan haberler doğru ise IŞID böyle bir fetva vermiş. Tüyler ürpertici değil mi?

Kadın sünneti nedir?

Kadın sünneti kadınların cinsel istek duymaması için yapılan bir operasyon. Kadın cinsel organının bazı bölümleri (klitoris) kesilerek gerçekleştirilen bu operasyon kadınlara çok fazla acı veriyor. Yani kadın sünneti, en basit anlatımla genital sakatlama anlayacağınız. 

Özellikle Orta Afrika'da çok yaygın olarak yapılıyor kadın sünneti. Afrika'da kadınların saf ve temiz bir anne olması için uygulanıyor. Kabile dinlerine göre kadınlar sünnet olduğunda temiz bir anne olabiliyor. 

Yahudilik'te de kadın sünneti uygulanıyor. Kız çocuğunu sünnet edecek kişinin Yahudi bir kadın olması şart.

23 Temmuz 2014 Çarşamba

Çocuğunuz Mutsuz mu Huysuz mu

Birgün çocuğunuzla bitmeyen bir tartışmanın ve hır-gürün içinde olmayı ister misiniz?


Bu soruya çocuk yetiştiren anne-babalar olarak hepimiz "asla" diye cevap verdik öyle değil mi? 



Kim küçücük bir bebek olarak dünyaya gelen ve her gün biraz daha büyümeye başlayan ve nihayet çocukluktan yetişkinliğe adım atmaya başlayan çocuğu ile yüz göz olmak ister, onunla bitmeyen bir kavganın içinde olmak ister. 



Ancak ergenlik dönemi öyle bir dönem ki, anne-babanın bazen yetersiz kaldığı, gözü gibi baktıkları bebekleriyle iletişim kuramadıkları bir dönem haline gelebiliyor.

18 Temmuz 2014 Cuma

Kadına ve Çocuğa Şiddet Her Yerde

Günlerdir bu yazıyı kaleme almak istiyordum ama ne değişecek ki deyip vazgeçiyordum. 

Evet, şiddet her yerde...

Şiddet Ortadoğu'da...

Son günlerde İsrail'in şiddet yanlısı politikasının bir sonucu olarak Filistin'in bombalanmasını seyrediyoruz ne yazık ki televizyon ekranlarında ve internette. 

Ortadoğu'nun kanayan yarası olan Gazze ne yazık ki kana doymadığı gibi minicik yüreklerin bombalar arasında durmasına da doymuyor. 

Ölmüş çocuk bedenleri yürekleri burkuyor. Gözleri yarı açık ölüp giden o küçücük bedenler, büyüklerin hırs, intikam, kin, nefret, çıkar ilişkisinin en acı bedelini ödüyor. Hangi nedenle olursa olsun, ister adına din deyin, ister toprak, ister ülke onlar böyle bir ölümü hak etmiyor.

15 Temmuz 2014 Salı

Lütfen Yardım Edin!! Blog Yayınlarım Kontrol Panelinde Görünmüyor

Arkadaşlar lütfen yardım edin. Bloğumda yayınladığım yazılarım takipçi listemin kontrol panelinde görünmüyor. 

En son görünen yayın 4 ay önce yazmış olduğu yazı. Çıldırmak üzereyim. 

Sevgili Zeugma'nın uyarısıyla sorunun boyutunun sandığımdan daha derin olduğunu anladım. Ben birkaç arkadaşın kontrol paneline düşmüyor sanırken yazılarım hiç kimsenin panelinde görünmüyormuş. 

Sanırım blogger bu sorunu çözüme ulaştırmakta geç kalmış. 

Lütfen konuyla ilgili bilgisi olanlar yardım etsin. Blog yazılarımın herkese ulaşmasını istiyorum. Yorumlarınızı bekliyorum. 


12 Temmuz 2014 Cumartesi

Özgüven Eksikliği

Özgüven demek kendimizle barışık olmamız demektir. Özgüvenli olmak kendi kendimize güvenmemizi anlatır. Özgüven sahibiysek kendimizi değerli hissederiz. Özgüvenimiz yüksekse kendimizle barışık ve mutlu yaşarız. Sahip olduğumuz özgüven çevresel faktörlere ve yaşadığımız olusuzluklara bağlı olarak zaman zaman eksilebilir. Günlük yaşamımızda özgüveni tavan yapmış insanlarla karşılaştığımızda bunu nasıl başardıklarını merak ederek onlar gibi olmanın hayalini kurarız.

Özgüven eksikliği, hayatımızı olumsuz etkileyen bir duygu eksikliğidir. Özgüven eksikliği oluştuğunda, kendimizi ve yeteneklerimizi görmezden gelmeye başlar, yetersiz olduğumuz duygusuna kapılırız. Böyle bir durumda kendimizi hiç olmadığı kadar mutsuz, yetersiz ve değersiz hissederiz. Yoğun bir yalnızlık duygusu yaşamaya başlarız ve kimsesiz olduğumuzu düşünürüz.

Dikkat! Bonzai Öldürüyor

Bonzai kullanımı gün geçtikçe yaygınlaşmaya ve bu bağımlılık nedeniyle gencecik insanlar ölmeye başladı. Bugün sizlere bonzai ya da diğer adıyla sentetik uyuşturucu ile ilgili bilgi vermek istedim. 

Bonzai nedir? 

Dünyada ve Türkiye'de her gün daha fazla kişi tarafından kullanılmaya başlanan bonzainin ne olduğunu  bilmeyenler için söylemek gerekirse, bu bir sentetik uyuşturucu. Kimyasal uyuşturucular arasında en çok rağbet gören bonzai oldukça etkili bir uyuşturucu. Doğal bir madde olmadığı için insan vücuduna etkisi de diğerlerine oranlad daha güçlü oluyor. 

10 Temmuz 2014 Perşembe

5 Soru 5 Cevap; Mim Zamanı

Sevgili Narkoz beni mim'lemiş. Yazılarını severek takip etmiş olduğum Narkoz'un mim'ine cevap vermesem olmaz. Onun için hadi bakalım diyorum ve başlıyorum mim yazıma. 

AŞK
Aşk, yemeden içmeden kesilmektir. Aşk olmazsa olmaz diyebilmektir. Yanmak, kül olmaktır. Başka bir şey düşünememektir. Ateş basması, ellerin titremesi, dizlerinin bağının çözülmesidir. Aşk heyecandır, kalp ritminin bozulması, nefes almakta zorluk yaşamaktır.

3 Temmuz 2014 Perşembe

Online Alışveriş Güvenli mi

Arkadaşlar merhaba, 

Bugünlerde internetten alışveriş yapmanın güvenli olup olmadığını merak ediyorum. 

Malumunuz evimde iki haftadır  devam etmekte olan tadilat çalışmaları hala sürüyor. 

Bu arada 16 yıldır kullanmakta olduğum çamaşır makinesi "ben artık emekli olmak istiyorum" diye bas bas bağırıyordu. 

Çamarış makineme yaz temizliğine kadar beklemesini, yaz temizliğinde emekli olabileceğini,  işveren olarak söyledim, o da kabul etti. 

Artık yaz temizliği ve tadilat işlerinin sonuna geldik ya, dün çamaşır makinem yeniden isyan bayrağını kaldırdı.

23 Haziran 2014 Pazartesi

Darmadağın, Biçare ve Karışığım Biraz

Merhaba arkadaşlar, 

Çok sevdiğim Bir Deli'nin Pembe Defteri bloğunun sahibi ben ona Pembişim diyorum, beni merak etmiş. Hemen iki lafın belini kıralım deyip bu yazıyı kaleme aldım. 

Şayet beni merak ediyorsanız etmeyin arkadaşlar, ölmedim ya da hasta falan olmadım. 

Sağlıklı ve zindeyim. Şükür hayattayım. Ama darmadağınığım. 

Evimde yaz aylarının vazgeçilmezi yaz temizliği hüküm sürüyor. Yaz temizliği evimi istila etti ve darbe yaparak evimi yönetmeye başladı. Ben var ya ben, evimin kraliçesi iken birden bire hizmetçisi oldum. 

17 Haziran 2014 Salı

Bencillik Nedir, Bencillikten Kurtulmak Mümkün mü

İnsanoğlu bencil ve haris bir varlık olarak yaratılmıştır. Yaradılıştan gelen bu özellik insanoğlunun karakterini ve ikili ilişkilerini belirleyen özellikler olarak dikkat çeker. 

Çevremizdeki insanları şöyle bir gözden geçirelim. Çevremizdeki insanları incelediğimizde bir kısmının çok fedakar, bir kısmının çok hırslı, bir kısmının çok kibirli ve bir kısmının ise çok bencil olduklarını görürüz. 
Kişi toplumsal ilişkilerinde bu özellikleri ne kadar dengeli gösterebilirse o derece iyi ilişkiler kurar. Söz konusu bu özellikler bütün insanlarda az ya da çok bulunmaktadır. Çevremizdeki insanların bir kısmı çok fedakar ve tavizkar iken bir kısmı ise aşırı şekilde bencil ve egoist olabilmektedir.


Peki, bencillik aslında ne demektir? Bencillik ya da bilinen öteki adıyla egoistlik tüm insanların ortak özelliğidir aslında. Bencillik, insanın kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesi demektir. Buraya kadar kabul edelim ki bencillik gayet insani bir duygudur. Hepimiz kendi çıkarlarımız söz konusu olduğunda bencil oluruz. Ancak bencillik başkalarının haklarına tecavüz etme noktasına geliyorsa sakıncalı bir hal almış demektir.  Demek ki bencillik her ne kadar insani bir duygu gibi görünse de bazen zararlı bir duygu halini de alabilmektedir.

12 Haziran 2014 Perşembe

Dikkat! Güneş Koruyucunuz Ne Kadar Güvenli

Yaz geldi, hepimizi tatlı bir telaş sardı. 

Kimimiz daha şimdiden tatile çıktı, denizin ve kumun keyfini çıkarmaya başladı bile.

Yaz mevsimi güzeldir, hoştur ama bir de güneşin zararlı etkileri olmasa. 

Özellikle açık ten ve açık göz rengi olanlar için güneşin zararlı etkileri daha yüksek risk oluşturuyor. 

Ben de açık tenliyim ve yanağımda oluşan kılcal damar çatlaması nedeniyle cildimi güneşin zararlı etkilerinden korumak için düzenli olarak güneş koruyucu krem kullanmaktayım. Hem de 50 faktör olanından. 

9 Haziran 2014 Pazartesi

Mim Mim Mim ve Yine Mimmm

Yazılarını severek okuduğum, her ne kadar kendisini sadece blogdan tanımış olsam da çok sevdiğim güzel insan 
Şeyma Tanış beni mimlemiş. Sevgili Şeyma beni ikinci defadır mimliyor. İlk mimine cevap veremediğimi kendisinden özür dileyerek burada itiraf ediyorum. Şimdi gelelim mime. Mim sorular ve cevaplardan oluşuyor. Bakalım hangi sorular sorulmuş ve ben ne cevap vermişim.

6 Haziran 2014 Cuma

Trafik Kazaları Can Almaya Devam Ediyor! Lütfen Aşırı Hız Yapmayın

Trafik kazaları can almaya devam ediyor. Ülkemizde her gün ortalama 600 trafik kazası yaşandığını biliyor muydunuz?

Ve bu kazaların birçoğunun ölümlü olduğunu, birçok insanın trafik canavarına kurban gidip can verdiğini...

Otomobilin ilk defa üretilip kullanılmaya başlandığı zamandan beri trafik kazaları yaşanmaya başlanmış. İlk defa 1896 yılında Londra'da yaşanan trafik kazası, yetkilileri "bu bir daha asla olmamalı" diyerek önlem almaya itmiş, ancak trafik kazaları bir türlü önlenememiş.

2 Haziran 2014 Pazartesi

Facebook, Twitter ve Diğerleri, Sosyalleşim Derken Asosyal mi Oluyoruz

İnternetin hayatımızdaki etkisini hepimiz biliyoruz. 1995'li yıllardan sonra hayatımıza giren internet çağın en etkili iletişim aracı. Elbette teknolojinin bize sunmuş olduğu bu nimetten sonuna kadar yararlanmak bizim hakkımız. Ancak, bu nimeti, doğru ve bilinçli kullanmak şartıyla kullanabiliriz. Aksi takdirde etkili bir iletişim aracı olmaktan ziyade internetin asosyal olmamıza neden olan bir mecra haline dönüşmesi sürpriz olmayacaktır. 

İnternetin hayatımızın her alanında yer alması ile birlikte sosyal paylaşım siteleri de hayatımıza dahil olmuştur. Facebook, Twitter, Instagram ve diğerleri, özellikle gençlerin çok fazla zaman geçirdikleri siteler haline geldi. Sosyal paylaşım siteleri aracılığı ile doğru habere ulaşabilmek, sansürsüz bilgi edinebilmek, arkadaşlarımızla iletişim kurabilmek ne kadar cazip olsa da bu sitelerin hayatımıza olumsuz yönleri bulunduğu yadsınamaz bir gerçek.

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Allah Benim Sabrımı Sınıyor

Merhaba arkadaşlar,

Son günlerde Soma faciası ile o kadar doluyum ki blog yazmak içimden gelmedi açıkçası... Benim dertlerim, hüzünlerim ya da sevinçlerim yanında Soma'da hayatını kaybeden madencilerin geride bıraktığı gözü yaşlı çocuklar, çocukları ile tek başına kalmış kadınlar, ağıtları yüreğimizi yakan anne-babaların keder ve üzüntüleri volkanik bir dağ adeta, için için yanan her an patlamaya hazır bir yanardağ...

Ancak bugün yaşadığım bir gelişme beni tekrar kendi dertlerimi düşünmeye mahkum etti. 

Blog sayfamı düzenli olarak takip eden takipçilerim çok iyi hatırlarlar. Duruşma Salonundan Notlar başlıklı yazımda yaşamış olduğum keyifsiz bir hadise nedeniyle komşumla mahkemelik olduğumu anlatmış, ilk kez görmüş olduğum duruşma salonu hakkında izlenimlerimi paylaşmıştım. 

22 Mayıs 2014 Perşembe

Taşeron Üretim Nedir

Soma faciasının üzerinden geçen bir hafta boyunca mikrofonlara konuşmaya cesaret eden işçiler en çok taşeron sisteminden yakınıyorlar. 

Taşeron üretim işgücü maliyetinin düşürülmesi için uygulanan bir üretim şeklidir. Taşeronlaşmanın temel nedeni ucuz işgücü karşılığında çok üretimdir. 

Taşeron sistemde ortaya çıkan ucuz işgücü işçiler arasında rekabeti artırır ve işçilerin daha ucuza çalışmasına neden olur. 

18 Mayıs 2014 Pazar

Maden Kazaları Önlenebilir mi

Soma'da yaşanan maden faciasının üzerinden bir haftaya yakın bir süre geçtiği halde, halen ölen madenci sayısı tam olarak bilinmiyor, içeride büyük ihtimalle ölen ve cesetleri orada kalan madenci sayısı net olarak söylenemiyor. 

Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar lakaytlık, bu kadar başıboşluk, bu kadar düzensizlik, bu kadar vurdumduymazlık yoktur. 

Bir ülkenin enerji bakanı içeride kaç kişinin bulunduğunu bilmiyor olabilir evet, ama o madenin sahibi kaç kişi çalıştırdığını bilmek zorundadır. Bakan da madeni işleten şahsın yakasına yapışarak kaç kişi çalıştığını ilk gün öğrenebilir. 

14 Mayıs 2014 Çarşamba

Canlar Yanıyor Canlar; Soma'da 200'den Fazla Madenci Öldü

Canlar yandı, yürekler dağlandı...

Simsiyah olmuş gözleri, kömüre bulaşmış yüzleri ile içimizi her daim burkan maden işçilerimizden kötü haber gelmeye başladı. 

Soma'da meydana gelen korkunç maden kazasında 157 madencinin öldüğü açıklandı. 

Aman Ya Rabbi bu nasıl büyük bir rakam. Katliam gibi... 

Diri diri toprağın altına giren, bir avuç kömür çıkarmak için saatlerce karanlık ve nemli ocakta kalan ve can veren canlar...

13 Mayıs 2014 Salı

Sınıf Annesi de Ne Demek

Merhaba arkadaşlar, 

Hepinizin gayet iyi bildiği gibi hafta sonu annelerimizin Anneler Günü'nü kutladık. 

Benim ufaklık (küçük oğlum) aslında pek küçük sayılmaz, artık ilkokulu bitiriyor. Allah izin verirse seneye ortaokul olacak. Neyse lafı fazla uzatmayım, oğlumun cuma günü öğretmeni ve arkadaşları ile birlikte hazırladığı Anneler Günü Şiir Dinletisi vardı.

Arkadaşlar birisi bana şu sınıf annesinin görevi nedir lütfen anlatsın, yoksa kafayı yiyeceğim...

11 Mayıs 2014 Pazar

Annem'e

Aradaki mesafeler ne zaman bu kada büyüdü annem...

Aklımdan sen hiç çıkmazken ne zaman büyüdüm de anne oldum ben...

Daha dün gibi evimizde birlikte olduğumuz günler...

İnan o kadar özlüyorum ki o günleri, hiç mesafe olmadan yanında olmayı...

Hani bazen çok yakınsındır da arada mesafe vardır ya... Uzak düştük annem, araya giren mesafeler, mesafeler...

9 Mayıs 2014 Cuma

Sorular ve Cevaplar; Mim Zamanı

Blog sayfama her gün uğrayan, her yazıma yorum bırakan ve benim çok sevdiğim bir arkadaş olan Mukaddes Tiryaki Hayata Dair bloğunda beni sobelemiş. Biraz önce aynı konuda sevgili umut hikayem de beni sobelemiş. Ayy ay canım anne işte  de beni sobelemiş. Arkadaşlar cevaben yazdığım bu yazıyı çok sevdiğim bu arkadaşların sobesine cevap olarak kaleme almış oldum. Konusu soru ve cevap şeklinde olan bir mim. Bakalım arkadaşlar bana ne sormuşlar ben ne cevap vermişim?


1- Telefonun nerede?
Masanın üzerinde. 

2- Partnerin? 
Uyuyor.

3- Saçların?
Kumral

4- Annen?
Biraz uzak.

5- Baban?
Otorite.

6- En sevdiğin eşya? 
Çaydanlık.

7- En son gördüğün rüya?
hatırlamıyorum.

8- Hayalindeki araba? 
Bilmem, araba hayali kurmadım.

9- İçinde bulunduğun oda? 
Mutfaktayım.

10- Korkun?
Haksızlık.

11- On sene içinde ne olmak istiyorsun? 
Yaşlanmamak.

12- Sen ne değilsin? 
kötü değilim.

13- En son yaptığın şey? 
Çay demlemek. 

14- Üzerinde ne var? 
Eşofman ve tişört.

15- Senin hayatın? 
fena değil...

16- Moralin?
iyi gibi.

17- şu an ne düşünüyorsun?
 Anne İşte beni mimlemiş ona cevap yazmayı..

18- Senin bilgisayarın?
Hp

19- Bira?
sevmiyorum.

20- Aşk?
Eşim.

Özel olarak kimseyi mim'lemiyorum. Kendimi bu sorulara cevap vermek isteyen herkesi mim'lemiş sayıyorum, cevap veren arkadaşlar linkinizi gönderin ki ben de okuyabiliyim. Herkese kucak dolusu sevgiler.. 




5 Mayıs 2014 Pazartesi

Yağmur Yağsa Hüzünlensek Yine

Ankara'ya yağmur yağıyor. Hem de bardaktan boşanırcasına, sırılsıklam yağıyor.

Susuzluktan çatlayan toprak yudum yudum içiyor yağmuru... 

Günlerdir bir kaybolup bir bulutların arkasına gizlenen güneş yerini tamamen bulutlara bırakmış bugün Ankara'da. Bulutlar yıkıyor Ankara'nın dağını, taşını  alabildiğine...

2 Mayıs 2014 Cuma

Çığlık Yetmez

Bir çocuğumuzu daha vahşice işlenmiş bir cinayete kurban verdik. Haberleri okurken yüreğim daralıyor, gözlerim doluyor, içimden bu çocuklardan ne istiyorsunuz diye haykırmak geliyor. 

Güzeller güzeli Gizem, daha altı yaşında bir melek. Bir cani tarafından bıçaklanarak hunharca öldürüldü. 

O'nu öldüren katil utanmadan, afişini basıp sokak sokak Gizem'i aramış. Öyle rahat ve soğuk kanlı ki kimse şüphelenmemiş. Gizem'in ailesi katilden şüphelenen polislere "O bizim ciğerimiz" diyerek karşı çıkmış. Oysa katil her an ailenin yanı başında, onlarla birlikte olayları takip etmiş.  

Türkiye ne yazık ki çocuk istismarı ile mücadelede başarılı olamıyor. Ülkemizde 6 bine yakın çocuk kayıp ve bunların büyük bir kısmının hayatını kaybettiğinden şüphe ediliyor.

28 Nisan 2014 Pazartesi

Titiz misiniz Titizlik Hastası mısınız

Evinizin temiz olduğundan emin misiniz? 

Ne yaparsanız yapın evinizin temizlenmediğini mi düşünüyorsunuz?

Elinizde bir bidon çamaşır suyu her yeri çamaşır suyu ile temizlediğinizde rahatlıyor musunuz? 

Evinizde en ufak bir dağınıklığa tahammül edemiyor musunuz? 

Ellerinizin temiz olduğunu bildiğiniz halde sık sık sabunlama ihtiyacı mı duyuyorsunuz?

Evinizin kirleneceğini düşündüğünüz için misafir kabul etmekten kaçınıyor musunuz?

Dışarı çıkmanız gerektiğinde kirleneceğinizi mi düşünüyorsunuz? 

Komşularınızı temiz ve pasaklı diye gruplandırıyor musunuz?

Pasaklı olarak değerlendirdiğiniz komşularınıza gitmiyor musunuz?

25 Nisan 2014 Cuma

Biraz Hüzün Biraz Keder O Benim İşte

Nedense son günlerde biraz yorgun gibiyim... Hayattan hiç keyif alamaz oldum... Sıkıntılı, bıkkın, mutsuz, umutsuz, kızgın, sinirli, anlayışsız, kırgın, hırçın, üzgün, kederli, huzursuz, hüzünlü birisi oldum çıktım. Ne yapsam ne etsem geçmiyor... Kitap okudum, yazı yazdım, uyudum ve uyandım ama değişen bir şey yok... 
görsel alıntıdır
Güzel bir şarkı vardı "Biraz hüzün biraz keder o benim işte" diye sözleri olan... Kendimi biraz kederli biraz da hüzünlü hissediyorum son günlerde...

19 Nisan 2014 Cumartesi

Anne Vicdanı

Bugün sizlerle İranlı bir annenin oğlunun katilini ipten alması ile ilgili konuşalım istedim. 

Belki bu haberi gazetelerde okumuş ya da haberlerde dinlemiş olabilirsiniz. Olay o kadar ürkütücü ve üzücü ki inanın dünden beri bu olayı düşünüyorum.

Olay İran'da geçiyor. İran'da, bundan  7 yıl önce bir gencin bıçaklayarak ölümüne sebep  olan başka bir genç idama mahkum ediliyor. 

İran kanunlarına göre hükmün yerine getirileceği an sanığın ayağının altında bulunan tabureyi ölen gencin annesinin çekmesi gerekiyor. Kısasa kısas olarak bilinen bu durum ne kadar ürkütücüdür kim bilir? 

17 Nisan 2014 Perşembe

Hastalıktan Utanmak

Bugün birçok insanın sorun haline getirdiği hastalıktan utanma hakkında biraz konuşalım istedim. 

Belki de birçoğumuzun başı bu utanma duygusu nedeniyle ağrımıştır ya da utanma duygumuzu yenemediğimiz için hastalığımızı saklamak zorunda kalmışızdır. 

Hastalıktan utanmanın geçerli bir nedeni yoktur aslında. Daha çok vücudun mahrem yerlerinde ortaya çıkan hastalıklar nedeniyle hastalığımızdan utanırız. Bunun nedeni hastalığı doktora anlatamamak ve hastalıklı bölgeyi doktora göstermeyi istememek gelmekte... 

Erkekler de kadınlar da bazı hastalıklarla karşılaşmaktan, bu hastalıkların  başlarına gelmesinden çok endişe ediyorlarmış.

Erkeklerin en çok korktukları ve utandıkları için doktora başvurmakta geç kaldıkları hastalıklar ürolojik hastalıklarmış. İktidarsızlık, prostat, basur gibi hastalıklar erkeklerin en çok utandıkları hastalıklar arasında görülmekteymiş. 

14 Nisan 2014 Pazartesi

Komşunuzu Nasıl Bilirdiniz

Toplum olarak birlikte yaşamaya çok alışkın değiliz maalesef... 

Zaman zaman komşuluk ilişkilerinde ortaya çıkan sorunların kaynağı toplum olarak birbirimize saygı duymayı bilmememizdir bana göre...

Komşuluk ilişkilerinde eskiye göre gittikçe artan bir yozlaşma ve tahammülsüzlük söz konusu bence...

Bir zamanlar komşu deyince aklımıza gelen en önemli şey paylaşımdı... Bir zamanlar dediğime bakıp beni çok yaşlı sanmayın, kendini çok genç hisseden orta yaşlı (40) bir insanım. 

18 yıl önce evlendiğim ve ilk kez kendi evime geçtiğim yıllarda öyle  güzel komşularım vardı ki ... Birlikte çay içer keyifli sohbetler ederdik... Bugün onları anımsadım ve bu yazıyı yazmaya karar verdim...

13 Nisan 2014 Pazar

Bahar Gelmiş Hoş Gelmiş

Dışarıda mis gibi bir hava var...

Ağaçlar çiçek açmış, saksılar balkondaki yerini almış... Her yerde bir neşe ve ahenk var... Ağaçlar, dallar, çiçekler, kuşlar gizli bir ritme uymuşlar dans ediyorlar sanki...

Herkes neşeli sanki ya da bahar geldi diye ben mi böyle hissediyorum nedir... 

9 Nisan 2014 Çarşamba

Duruşma Salonundan Notlar

Merhaba sevgili takipçilerim...

Söze nereden ve nasıl başlayım bir türlü karar veremedim. 

Uzun uzun düşündüm ve en sondan başlayım istedim. 

Hayatımda ilk defa duruşma salonu gördüm...

Hayatımda ilk defa bir hakimin karşısına çıktım...

Hayatımda ilk defa haklı iken bu kadar haksız konuma düşürüldüm...

6 Nisan 2014 Pazar

Yaz Aylarının Korkulu Rüyası; Ter Kokusu

Merhaba efendim...

Birkaç gündür yoğun işlerim nedeniyle giremediğim blog sayfamda bugün sizlerle ter kokusu hakkında sohbet etmek istiyorum. 

Bu da nereden çıktı şimdi, ülkenin gündemi almış başını gidiyor, yerel seçimler yapıldı, önümüzde cumhurbaşkanlığı seçimi hatta genel seçimler var, sen ter kokusundan bahsediyorsun diyenleriniz olabilir...

Ee... Ne yapalım yani, ülkenin gündemini biz belirleyemediğimize göre, kendi küçük dünyamıza döndük,  bizim için önemli olan şeyler hakkında yazmaya başladık gari...

3 Nisan 2014 Perşembe

Liderin Önemi

Lider ne demektir? Lider demek en basit anlatımla önder, şef, yönetici, yönetim gücü olan kimse demektir. 

Belirli bir donanıma sahip olması beklenen lider, kitle hareketinin önemli bir parçasıdır ve kitlelere yön verme konusunda önemli bir role sahiptir. 

Liderlik vasfına sahip olan kimsenin, kolay karar verebilme, kitleleri yönetebilme ve kendi alanını belirleyerek mücadeleyi kendi alanında sürdürebilme özelliğine sahip olması beklenir.

İyi bir lider, tek tek her bireyi etkileyebilmeli ve ortak hedefe ulaşma amacıyla kitlelerin birlikte hareket etmesini sağlayabilmelidir. 

31 Mart 2014 Pazartesi

Olmayınca Olmuyor İşte

Merhaba sevgili takipçilerim...  

Hayatımızda bazı dönemler vardır bir türlü istediğimiz şeyler olmaz... Kendimizi ne kötü hissederiz öyle zamanlarda...

Her şeyin  farklı olacağını düşünerek iyi niyet gösterir, umut ederiz, hayatımızda bir şeylerin değişmesi için dua ederiz...

Öyle çok umut ederiz ki, olmasını istediğimiz şey, ne yaparsak yapalım olmayınca çok üzülür hatta ağlarız...

Sevgili Admin Panpa olmuyor diyerek ne güzel anlatmış, umut ettiklerimiz olmayınca yaşadığımız hayal kırıklığını...

28 Mart 2014 Cuma

Bitsin Artık Bu Çile

Günlerdir ülkenin dört bir yanında 30 Mart günü yapılacak olan yerel seçimler nedeniyle (bir de şu yolsuzluk ve kasetler) bir gerginlik ortamı var ki sormayın gitsin..

Kavga etmeye hazır yüzlerce insan, birbirine diş bileyen kitleler ve zaman zaman ortaya çıkan satırlı bıçaklı kavgalar...
 görsel alıntıdır
Ankara'da dün akşam saatlerinde iki farklı grup arasında çıkan kavgada satırlar ve bıçaklar kullanılmış... İki vatandaşımızın yaralandığını duydum...

Siyasi partilerin belediye başkan adayları karşılıklı suçlamalara girerek ortalığı daha da gerginleştirmekteler...

Halk büyük bir sinir harbi yaşıyor, herkes patlamaya hazır bir bomba gibi...

Siyasilerin söylemleri ise yenilir yutulur cinsten değil... Karşılıklı hakaretler havada uçuşuyor ve ne yazık ki siyasi üslup son günlerde iyice ayak altına düşüyor...

Argonun bu kadar aleni kullanılması ebeveyn olarak bizleri çok endişelendiriyor... Televizyonu seyreden çocuklar artık argonun milli dilimiz olduğunu sanmaya başladı...

Artık ayıp, tartışma üslubu diye bir şey kalmadı... Tartışma programlarında daha dün gazeteci olmuş yeni yetme gazeteciler yılların duayen gazetecilerine kafa tutmaya, hatta daha ileri giderek "vatan hainleri" diye çemkirmeye başladı...

İçim ürpermeye ve korkmaya başladım. Ülke sırları deşifre olmaya başladı. Ülkemizde yaşanan twitter ve youtube yasağı yüzünden, dış basında yasakçı bir ülke olarak anılmaya başlandık. Ciddi bir devlet sorunu olduğuna inanmaya başladım. 

Bu yaşıma kadar böyle gergin bir seçim dönemi yaşamadım. Birçoğunuzun da benim gibi düşündüğünü tahmin ediyorum. Ve artık avazım çıktığı kadar bağırıyorum... 

Yeter! Bitsin artık bu çile!!!!!!


görsel alıntıdır

İşte Yine ve Yeniden Mim Zamanı; En Sevdiğim Bloglar Mim'i

Merhaba arkadaşlar; 

Bugün farklı bir konuda yazmayı düşünürken çok sevdiğim ve severek okuduğum, hatta arkadaş listeme eklediğim sevgili Bir Delinin Pembe Defteri yani benim güzel Pembiş'im tarafından yine ve yeniden mim'lendiğimi öğrendim. 

Sevgili arkadaşım tarafından en sevdiği bloglar arasında gösterilmek beni çok duygulandırdı. Mim yazısında blog sayfamla ilgili "bilginin usta kalemi, bilmeyene haddini bildiren tatlı mı tatlı sevgili Bilgicellim" diye bahsederek beni öyle onore etti ki, kendisini yürekten öpüyorum. 

İnanılmaz bir motivasyonla bu yazıyı kaleme aldım. Mim yazımızın konusu en sevdiğim bloglar. Yani severek okuduğum bloglardan bir kaçını mim'leyeceğim. Biraz düşünüyüm bakayım, kimleri mim'leyebilirim?

İşte en sevdiğim bloglar ve mim listem: 

Sevgili hayata dair seni yine mim'liyorum. Güzel yazıların, içten gelen tebessümün ve hakikatinle seni kendime o kadar yakın hissediyorum ki, sanki yıllardır benimlesin ve seni uzun zamandır tanıyor gibiyim. Sevgiyle öpüyorum...

Sevgili Admin Panpa senin blog sayfanı da geç farkettiğim için kendime biraz kızıyorum ne yalan söyleyeyim. Ağlanacak hallerimizi nasıl da eğlenceli ve kendine has bir komediyle anlatıyorsun öyle... Bazen hayattan bıkmış ve bitap bir halde iken yüzümü öyle güldürüyorsun ki, bunun için kocaman bir teşekkürü hak ediyorsun...

Sevgili Havadan Sudan seni de mim'liyorum.  Yazılarınızı, analizlerinizi,  ağır ve vakur duruşunuzu o kadar beğeniyorum ki mim'lemezsem ayıp etmiş olurdum. Sevgiyle kalın...

Sevgili Bahçe Perim blogger olarak ilk yorumumu yanlış hatırlamıyorsam sizin bir yazınıza yapmıştım. o günden sonra her fırsatta paylaşımlarınızı okumaya ve takip etmeye çalıştım. Keyifli, eğlenceli ve bilgilendirici yazılarını takip etmekten çok hoşlanıyorum ve seni bu yüzden mim'liyorum. 

Sevgili Mevsil365 "galiba delirmemek için yazıyorum" diyerek yazı aşkını ne güzel anlatıyorsun, seni de severek mim'liyorum.. Sevgiyle kal...

Ve son olarak sıradan bir anne seni de büyük bir keyifle mim'liyorum. Eğlenceli, içinden geldiği gibi, komik ve esprili bir dille kaleme aldığın yazılarına bayılıyorum. Mim yazıma cevap verirsen sevinirim... 

Arkadaşlar, severek takip ettiğim o kadar çok blog var ki, ayıp olmasın diye onları mim'leme işini size bırakıyorum. Devam edecek olursam bunun sonu gelmeyecek gibi görünüyor... Mim pasımı sizlere atıyor ve cevap yazılarınızı bekliyorum. Beni mim'leyen Pembişim'i  de tekrar öpüyorum...

Hoşçakalın...


görsel alıntıdır