Çevremizdeki insanları şöyle bir gözden geçirelim. Çevremizdeki insanları incelediğimizde bir kısmının çok fedakar, bir kısmının çok hırslı, bir kısmının çok kibirli ve bir kısmının ise çok bencil olduklarını görürüz.
fedakarlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fedakarlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
17 Haziran 2014 Salı
Bencillik Nedir, Bencillikten Kurtulmak Mümkün mü
İnsanoğlu bencil ve haris bir varlık olarak yaratılmıştır. Yaradılıştan gelen bu özellik insanoğlunun karakterini ve ikili ilişkilerini belirleyen özellikler olarak dikkat çeker.
Çevremizdeki insanları şöyle bir gözden geçirelim. Çevremizdeki insanları incelediğimizde bir kısmının çok fedakar, bir kısmının çok hırslı, bir kısmının çok kibirli ve bir kısmının ise çok bencil olduklarını görürüz.
Kişi toplumsal ilişkilerinde bu özellikleri ne kadar dengeli gösterebilirse o derece iyi ilişkiler kurar. Söz konusu bu özellikler bütün insanlarda az ya da çok bulunmaktadır. Çevremizdeki insanların bir kısmı çok fedakar ve tavizkar iken bir kısmı ise aşırı şekilde bencil ve egoist olabilmektedir.
Peki, bencillik aslında ne demektir? Bencillik ya da bilinen öteki adıyla egoistlik tüm insanların ortak özelliğidir aslında. Bencillik, insanın kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesi demektir. Buraya kadar kabul edelim ki bencillik gayet insani bir duygudur. Hepimiz kendi çıkarlarımız söz konusu olduğunda bencil oluruz. Ancak bencillik başkalarının haklarına tecavüz etme noktasına geliyorsa sakıncalı bir hal almış demektir. Demek ki bencillik her ne kadar insani bir duygu gibi görünse de bazen zararlı bir duygu halini de alabilmektedir.
Çevremizdeki insanları şöyle bir gözden geçirelim. Çevremizdeki insanları incelediğimizde bir kısmının çok fedakar, bir kısmının çok hırslı, bir kısmının çok kibirli ve bir kısmının ise çok bencil olduklarını görürüz.
21 Mart 2014 Cuma
Bugün İyi Hissetmiyorum
Bugün kendimi kötü hissediyorum. İçi boşalmış bir çuval gibiyim.
Dün akşam istemediğim halde eşimle bir tartışma yaşamak zorunda kaldım.
Eşimin dün akşam bana yapmış olduğu haksızlık nedeniyle bugün iyi hissetmiyorum hatta kendimi çok mutsuz hissediyorum.
Tüm çiftler gibi zaman zaman bizim de sorunlarımız olabiliyor. Sorunları tartışmak yerine konuşarak halletmekten yana olan bir insanım.
Ancak bazı ilişkilerde bir taraf daha baskın olduğu için diğer taraf daha fazla idare etmek zorunda kalabiliyor. Buna daha fedakar ya da daha ezilen taraf da diyebilirsiniz.
İkili ilişkilerde daha fazla fedakarlık yapan, alttan alan, idare eden taraf her zaman daha çok yıpranıyor. Bizim ilişkimizde de her zaman verici ve fedakar olan taraf ben oldum.
Yaşamış olduğum tecrübeye dayanarak, ilişkinizde fazla fedakar olup kişiliğinizden, amacınızdan, hayatınızdan bir şeylerin kaybolup gitmesine izin vermeyin derim. İtiraf ediyorum, ben hayatımın kendi dışımda şekillenmesine izin verdim, her zaman kendi isteklerimi ikinci plana attım ve bu şekilde yaşamayı öğrenmek zorunda kaldım.
Özellikle evlilik arefesinde olan, nişanlanmak üzere olan arkadaşlar size naçizane bir tavsiyede bulunmak isterim. Aşkınızı ve sevginizi doyasıya yaşayın, bu sizin hakkınız. Elbette aşkınızı yaşarken ayaklarınız yerden kesilecek ve havalarda uçtuğunuzu zannedeceksiniz. Aşkın doğasında bu var zaten. Aşk dünyayı toz pembe görmenize neden olacak.
Aşık olmanız demek, kendinizi ezdirmeniz demek değil... Kendinizden çok fazla ödün vermeniz haksızlığa uğramanıza neden olabilir. O nedenle aşkınızı doya doya yaşayın ama kendinizi asla ikinci plana atmayın. Yıllar sonra bunun için geç kalmış olabilirsiniz.
Sevgiler....
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)