Bana sevgi ne diye sorsalar "çocuk" derim. Çocuklar onlara ne kadar sevgi verirseniz karşılıksız olarak geri veriyorlar.
Yaklaşık bir aydır anaokulunda tam olarak adı nedir bilmiyorum;"yardımcı anne" olarak çalışmaya başladım. İlk günlerde bu işi yapabilir miyim diye çok düşündüm. Ama her geçen gün küçücük çocukların "öğretmenim" "Nermin Anne" "Nermin Teyze" diye seslenmelerine biraz daha alışmaya başladım.
EĞİTİM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
EĞİTİM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
22 Kasım 2016 Salı
24 Şubat 2014 Pazartesi
Dikkat! Sınav Kaygısı ve Sınav Heyecanı Başarınıza Gölge Düşürmesin
Merhaba arkadaşlar;
Hepinizin bildiği gibi 23 Mart'ta üniversite giriş sınavının ilk ayağı olan YGS sınavı yapılacak.
Sınav günü yaklaştıkça pek tabi ki, öğrencilerin sınav kaygısı büyümeye başlıyor.
Ancak gençlerin çok dikkatli olması ve sınav kaygılarını yenmeleri lazım. Aksi takdirde sınav kaygısı ve sınav heyecanı yüzünden başarılarına gölge düşebilir.
Peki, birçok genci içine alan sınav kaygısı ile başa çıkmak mümkün müdür?
Elbette mümkündür. Sınav kaygısı ile baş etme yolları hakkında bilgi vermeden önce gelin önce sınav kaygısının belirtileri hakkında konuşalım.
Sınav kaygısı, aşırı heyecan nedeniyle yaşanılan ve gençlerin soruları yanlış yapmasına ya da soruları hiç cevaplayamamasına neden olan panik halidir.
Sınav kaygısı yaşayanlar sınav sırasında mide ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı, terleme gibi sorunlar yaşarlar.
24 Ocak 2014 Cuma
Üniversiteye Giriş Sistemi Değişiyor mu?
Üniversiteye giriş sistemi değişiyor mu?
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı üniversiteye giriş sisteminde bazı değişiklikler yapılacağının sinyalini verdi.
Orta öğretim geçiş sınavında yapılan değişikliğin ardından yeni bir çalışma başlatıldığını açıklayan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı üniversitelere geçişte sınav sisteminin değiştirilmesine sıcak baktıklarını ve bu konuyla ilgili çalışmalara başladıklarını belirtti.
Peki, MEB'nın üzerinde çalıştığı ve birkaç yıla kadar yürürlüğe girmesi planlanan yeni üniversiteye giriş sisteminin temel özellikleri neler?
Üzerinde çalışılan yeni üniversiteye giriş sistemi üniversitelerin belirli kategorilere ayrılmasını ve yerleşmenin de bu kategorilere uygun şekilde yapılmasını öngörüyor. Yeni sistemde üniversitelerin A, B, C gibi sınıflara ayrılması ve öğrencilerini ona göre seçmesi planlanıyor. Bu arada üniversiteler A, B, C gibi kategorilere ayrılırken gelişmişlik düzeylerine göre sınıflandırılacaklar.
Örneğin; Türkiye'nin en gelişmiş ve en iyi üniversiteleri olarak bilinen Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ gibi üniversiteler A sınıfında yer alacak. Bu üniversitelere başvuru yapmak isteyen adayların lise not ortalaması belirli bir düzeyde olmak zorunda olacak.
A kategorisinde bulunan üniversitelere yerleşemeyen adaylar B kategorisine başvuruda bulunabilecekler. Üniversiteye giriş sınavında yapılması planlanan değişiklik taslağına göre C kategorisinde yer alan üniversiteler ise sınavsız olacak. Bu üniversitelere puanı yeten her öğrenci başvuruda bulunabilecek.
YÖK etkili bir kurum olarak varlığını devam ettirecek ve üniversitelerin kategorilere ayrılarak sınıflandırılmasında etkili ve yetkili merci olacak.
Üniversiteye girişte adayların lise döneminde elde ettikleri başarı önemli bir kriter olacak. Okul içi başarısına göre üniversiteye yerleşecek olan aday okul başarı seviyesine uygun bir üniversiteye yerleşecek.
Üniversiteler kendi öğrencilerini seçme konusunda serbest olacaklar.
Yapılacak merkezi sınavın sonucuna göre üniversite adayı kendi puanına karşılık gelen üniversiteye başvuruda bulunabilecek. Üniversiteler başvuru yapan adaylar arasında kendi kriterlerine uygun olanını seçecek.
Yeni sisteme göre eski sistemde olduğu gibi merkezi yerleştirme yapılmayacak, aday kendi puanına uygun üniversiteye başvuruda bulunacak ve üniversite seçim konusunda serbest olacak.
Yeni sistem üzerinde çalışmaların başladığını belirten Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı birkaç yıla kadar sistemin ana hatlarını belirleyeceklerini ve yeni sistemi hayata geçireceklerini belirtiyor.
Yaz boz tahtasına dönen eğitim sistemi bakalım bu düzenleme hayata geçtikten sonra yeniden değişecek mi?
Dünyanın hiçbir yerinde eğitim sistemi bu kadar yaz boz tahtasına dönüşen ve sil baştan yeniden düzenlenen başka bir ülke yoktur. Umarım, uygulamaya konulmak istenen yeni sistem tam olarak olgunlaştıktan sonra uygulamaya konur da, birkaç yıl sonra bu olmadı yeni bir sistem üzerinde çalışıyoruz onu deneyeceğiz denilerek yeni bir değişikliğe gidilmez. Kısacası, bu son olur inşallah...
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı üniversiteye giriş sisteminde bazı değişiklikler yapılacağının sinyalini verdi.
Orta öğretim geçiş sınavında yapılan değişikliğin ardından yeni bir çalışma başlatıldığını açıklayan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı üniversitelere geçişte sınav sisteminin değiştirilmesine sıcak baktıklarını ve bu konuyla ilgili çalışmalara başladıklarını belirtti.
Peki, MEB'nın üzerinde çalıştığı ve birkaç yıla kadar yürürlüğe girmesi planlanan yeni üniversiteye giriş sisteminin temel özellikleri neler?
Üzerinde çalışılan yeni üniversiteye giriş sistemi üniversitelerin belirli kategorilere ayrılmasını ve yerleşmenin de bu kategorilere uygun şekilde yapılmasını öngörüyor. Yeni sistemde üniversitelerin A, B, C gibi sınıflara ayrılması ve öğrencilerini ona göre seçmesi planlanıyor. Bu arada üniversiteler A, B, C gibi kategorilere ayrılırken gelişmişlik düzeylerine göre sınıflandırılacaklar.
Örneğin; Türkiye'nin en gelişmiş ve en iyi üniversiteleri olarak bilinen Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ gibi üniversiteler A sınıfında yer alacak. Bu üniversitelere başvuru yapmak isteyen adayların lise not ortalaması belirli bir düzeyde olmak zorunda olacak.
A kategorisinde bulunan üniversitelere yerleşemeyen adaylar B kategorisine başvuruda bulunabilecekler. Üniversiteye giriş sınavında yapılması planlanan değişiklik taslağına göre C kategorisinde yer alan üniversiteler ise sınavsız olacak. Bu üniversitelere puanı yeten her öğrenci başvuruda bulunabilecek.
YÖK etkili bir kurum olarak varlığını devam ettirecek ve üniversitelerin kategorilere ayrılarak sınıflandırılmasında etkili ve yetkili merci olacak.
Üniversiteye girişte adayların lise döneminde elde ettikleri başarı önemli bir kriter olacak. Okul içi başarısına göre üniversiteye yerleşecek olan aday okul başarı seviyesine uygun bir üniversiteye yerleşecek.
Üniversiteler kendi öğrencilerini seçme konusunda serbest olacaklar.
Yapılacak merkezi sınavın sonucuna göre üniversite adayı kendi puanına karşılık gelen üniversiteye başvuruda bulunabilecek. Üniversiteler başvuru yapan adaylar arasında kendi kriterlerine uygun olanını seçecek.
Yeni sisteme göre eski sistemde olduğu gibi merkezi yerleştirme yapılmayacak, aday kendi puanına uygun üniversiteye başvuruda bulunacak ve üniversite seçim konusunda serbest olacak.
Yeni sistem üzerinde çalışmaların başladığını belirten Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı birkaç yıla kadar sistemin ana hatlarını belirleyeceklerini ve yeni sistemi hayata geçireceklerini belirtiyor.
Yaz boz tahtasına dönen eğitim sistemi bakalım bu düzenleme hayata geçtikten sonra yeniden değişecek mi?
Dünyanın hiçbir yerinde eğitim sistemi bu kadar yaz boz tahtasına dönüşen ve sil baştan yeniden düzenlenen başka bir ülke yoktur. Umarım, uygulamaya konulmak istenen yeni sistem tam olarak olgunlaştıktan sonra uygulamaya konur da, birkaç yıl sonra bu olmadı yeni bir sistem üzerinde çalışıyoruz onu deneyeceğiz denilerek yeni bir değişikliğe gidilmez. Kısacası, bu son olur inşallah...
14 Aralık 2013 Cumartesi
Sağ Beyin Odaklı Erken Eğitim
Beynimizin sağ lobunun ilk 36 ayda geliştiğini biliyor muydunuz? Artık sağ beyin odaklı erken eğitim ile çocuklar hayata 1-0 erken başlıyorlar. Sağ eğitim odaklı erken eğitim tekniği ile sağ beyin lobunun bilgiyi depolaması sağlanıyor.
Erken dönemde verilen eğitim ile sağ beyin lobuna depolanan bilgiler hiç unutulmuyor ve çocuk bunu zamanı gelince kullanabiliyor. Beynimiz sağ ve sol lobdan oluşuyor. Bebekler doğduktan itibaren ilk 36 ay öğrendiklerini sağ lobda depoluyorlar. İşte sağ beyin odaklı erken eğitim bu noktada önemli hale geliyor. Bu eğitimi alan çocuklar bir taraftan büyüyorlar bir taraftan da beynin sağ lobunu bilgi deposu haline getiriyorlar.
Bebekler doğduklarında sağ lob daha baskındır. Zamanla sağ ve sol lobdan birisi daha baskın olmakta. Genellikle baskın olan lob ise sol lob oluyormuş. Sağ lob ile sol lobu dengelemek için erken eğitim vermenin şart olduğunu belirten uzmanlar, sağ beyin odaklı eğitim sisteminin çocukların gelişiminde önemli bir yeri olduğunu belirtiyorlar. Bebeklik çağında yani doğuştan itibaren ilk 36 ay boyunca sağ beyin, her şeyi bir fotoğraf makinası gibi kaydediyor ve zamanı geldiğinde çocuğunuzu daha kolay öğrenen bir birey haline getiriyor. Sağ lobu gelişen çocuk daha meraklı ve araştırmacı olduğu için her zaman yeni bir şeyler öğrenme ihtiyacı duyuyor. Öğrenme isteği hiç bitmiyor. Bu yaşta verilen eğitim sayesinde çocuklarınızın, müzik aleti çalma, resim çizme, yabancı dil öğrenme, matematik, kültür ve sanat gibi beceri isteyen dallarda daha başarılı olduğuna tanık olabilirsiniz.
Sağ beyin odaklı eğitimin başarılı olması için koşulsuz sevginin şart olduğunu belirten eğitim uzmanları, bu eğitimin, çocukları kıyaslamanız ya da yarıştırmanız için verilmediğinin altını çiziyorlar. Yani, çocuklara hayatın ilk yılları ile birlikte verilen bu eğitimde ulaşılmak istenen hedef, yarışan bireyler yetiştirmek değil beynin sağ lobunu da kullanabilen ve daha kolay öğrenen bireyler yetiştirmek.
Erken dönemde verilen eğitim ile sağ beyin lobuna depolanan bilgiler hiç unutulmuyor ve çocuk bunu zamanı gelince kullanabiliyor. Beynimiz sağ ve sol lobdan oluşuyor. Bebekler doğduktan itibaren ilk 36 ay öğrendiklerini sağ lobda depoluyorlar. İşte sağ beyin odaklı erken eğitim bu noktada önemli hale geliyor. Bu eğitimi alan çocuklar bir taraftan büyüyorlar bir taraftan da beynin sağ lobunu bilgi deposu haline getiriyorlar.
Bebekler doğduklarında sağ lob daha baskındır. Zamanla sağ ve sol lobdan birisi daha baskın olmakta. Genellikle baskın olan lob ise sol lob oluyormuş. Sağ lob ile sol lobu dengelemek için erken eğitim vermenin şart olduğunu belirten uzmanlar, sağ beyin odaklı eğitim sisteminin çocukların gelişiminde önemli bir yeri olduğunu belirtiyorlar. Bebeklik çağında yani doğuştan itibaren ilk 36 ay boyunca sağ beyin, her şeyi bir fotoğraf makinası gibi kaydediyor ve zamanı geldiğinde çocuğunuzu daha kolay öğrenen bir birey haline getiriyor. Sağ lobu gelişen çocuk daha meraklı ve araştırmacı olduğu için her zaman yeni bir şeyler öğrenme ihtiyacı duyuyor. Öğrenme isteği hiç bitmiyor. Bu yaşta verilen eğitim sayesinde çocuklarınızın, müzik aleti çalma, resim çizme, yabancı dil öğrenme, matematik, kültür ve sanat gibi beceri isteyen dallarda daha başarılı olduğuna tanık olabilirsiniz.
Sağ beyin odaklı eğitimin başarılı olması için koşulsuz sevginin şart olduğunu belirten eğitim uzmanları, bu eğitimin, çocukları kıyaslamanız ya da yarıştırmanız için verilmediğinin altını çiziyorlar. Yani, çocuklara hayatın ilk yılları ile birlikte verilen bu eğitimde ulaşılmak istenen hedef, yarışan bireyler yetiştirmek değil beynin sağ lobunu da kullanabilen ve daha kolay öğrenen bireyler yetiştirmek.
1 Aralık 2013 Pazar
LGS'de Puanlama Nasıl Olacak
Yeni bir sınav olan LGS hakkında bizlerin bilmediği o kadar çok şey var ki...
2013-2014 yılı ile birlikte geçmiş yıllarda girilen SBS kaldırılarak yerine Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı yani TEOG getirildi. Yeni düzenleme ile birlikte sınav sistemi yenilendi ve farklılaştırıldı.
Yeni yerleştirme sisteminde de sınavın devam etmesi aslında pek de bir şey değişmedi diye düşünmenize neden olabilir. Evet, sınavlar bir Türkiye klasiği... Çocuklarımızın yarış atı gibi bir sınavdan çıkıp öteki sınava girmesi değişecek gibi görünmüyor. Bu ülkede yaşıyorsanız sınavlara girmek, başarılı olmak ve kendinizi ispat etmek zorundasınız. İlkokul çağındaki çocuklarımız, aslında birbirinden pek de farkı olmayan Anadolu Liseleri için kıyasıya yarışmak zorunda kalıyorlar. Sınavlar eğitimin eksik yönlerini tamamlamak için yapılıyor. Ancak bu sınavlarda ne kadar objektif olunacak emin değilim. Bence, birçok okul, başarı sıralamasında iyi bir yere çıkmak için öğrencilerine, şişirme puan verecek ve öğrencilerin yıl sonu ortalamasını yükseltecek.
Sınav sisteminde yapılan yeni düzenleme ile birlikte liselere girmede, okul puanları ile birlikte öğrencilerin merkezi sınavdan aldığı puanlar da etkili olacak. Öğrencilerin merkezi sınavlarda aldığı puanların, yerleştirme üzerinde yüzde 20 ile yüzde 40 arasında etkisi olacak. Yani, yeni düzenlemede öne çıkan başlık, yıl sonu başarı puanı oluyor. Okul başarı puanı, Anadolu lisesine girmek isteyen öğrencilerin puanını yüzde 70 etkilerken Fen Lisesi için bu oran yüzde 50'ye düşüyor.
Sınav sistemi ne kadar değişti bilemeyiz ama değişmeyen bir Türkiye gerçeği var, o da, iyi bir liseye girmek için girilmesi gereken bir sınav olduğu...
2013-2014 yılı ile birlikte geçmiş yıllarda girilen SBS kaldırılarak yerine Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı yani TEOG getirildi. Yeni düzenleme ile birlikte sınav sistemi yenilendi ve farklılaştırıldı.
Yeni yerleştirme sisteminde de sınavın devam etmesi aslında pek de bir şey değişmedi diye düşünmenize neden olabilir. Evet, sınavlar bir Türkiye klasiği... Çocuklarımızın yarış atı gibi bir sınavdan çıkıp öteki sınava girmesi değişecek gibi görünmüyor. Bu ülkede yaşıyorsanız sınavlara girmek, başarılı olmak ve kendinizi ispat etmek zorundasınız. İlkokul çağındaki çocuklarımız, aslında birbirinden pek de farkı olmayan Anadolu Liseleri için kıyasıya yarışmak zorunda kalıyorlar. Sınavlar eğitimin eksik yönlerini tamamlamak için yapılıyor. Ancak bu sınavlarda ne kadar objektif olunacak emin değilim. Bence, birçok okul, başarı sıralamasında iyi bir yere çıkmak için öğrencilerine, şişirme puan verecek ve öğrencilerin yıl sonu ortalamasını yükseltecek.
Sınav sisteminde yapılan yeni düzenleme ile birlikte liselere girmede, okul puanları ile birlikte öğrencilerin merkezi sınavdan aldığı puanlar da etkili olacak. Öğrencilerin merkezi sınavlarda aldığı puanların, yerleştirme üzerinde yüzde 20 ile yüzde 40 arasında etkisi olacak. Yani, yeni düzenlemede öne çıkan başlık, yıl sonu başarı puanı oluyor. Okul başarı puanı, Anadolu lisesine girmek isteyen öğrencilerin puanını yüzde 70 etkilerken Fen Lisesi için bu oran yüzde 50'ye düşüyor.
Sınav sistemi ne kadar değişti bilemeyiz ama değişmeyen bir Türkiye gerçeği var, o da, iyi bir liseye girmek için girilmesi gereken bir sınav olduğu...
28 Kasım 2013 Perşembe
Liselere Giriş Sınavı
Bugün ilkokulda okuyan ve 8.sınıfa giden çocuklarımız LGS sınavının ilkine girdiler. Peki, kaç kişi bu sınavlar hakkında bilgi sahibi? Belki de birçoğumuz böyle bir sınav olduğundan habersizdik, ta ki kendi çocuklarımız sınav olduğu için okulların tatil olduğunu söyleyene kadar. Ben de ilkokulda eğitim gören bir çocuk velisi olarak, bu konuyu ihmal ettiğimi, sınav hakkında bilgi sahibi olmadığımı fark ettim ve bir araştırma yaparak LGS Sınavı hakkında bilgi sahibi olmaya çalıştım.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, küçüklerin işi sanıldığı kadar kolay olmayacak. Merkezi sınav olan LGS'nin ilki bugün ikincisi de yarın yapılacak. Bu sınavın bu yıl ilk defa yapılıyor olması bu sene sınava giren çocuklar için bir dezavantaj olabilir. Zira, sınav hakkında nasıl ki kimse fazla bir şey bilmiyorsa sınava girecek olan çocuklar da büyük ihtimalle aynı durumdalar. İzlediğim bir televizyon programında açıklama yapan bir rehberlik öğretmeni, sınavın detayları hakkında ekim ayının başından itibaren bilgilendirildiklerini belirterek, bilgi eksikliğinin aslında bizden kaynaklı bir sorun olmadığını belirtmişti.
Gelelim sınava; sınavın bugün yapılan ilk ayağında merkezi sınava giren çocuklar, kendi eğitim gördükleri okulda sınava girdikleri için biraz daha rahattılar. Yabancı bir okulda sınava girmek oldum olası sınava girecek olanların daha fazla heyecanlanmasına neden olan bir durumdur. Bugün yapılan LGS Sınavı merkezi bir sınav olduğu için tüm Türkiye'de saat 9'da başladı. Bugün yapılan ve yarın ikinci ayağı gerçekleştirilecek olan LGS'de tüm derslerden sorulacak olan soru sayısı 20 adet olarak belirlenmiş. Çocuklara 20 adet soru için verilen sınav süresi her ders için 40 dakika. Çocuklar, her sınavdan sonra 30 dakika teneffüs yapabiliyor. İlk gün Türkçe, Matematik ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinden sorulan soruları cevaplayan çocuklar, ikinci gün Fen ve Teknoloji, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Yabancı Dil sınavına girecekler ve bu derslerden sorulan sorulara cevap verecekler.
İyi bir liseye girmek ve eğitimini iyi bir okulda tamamlamak isteyen gençlere başarılar diliyorum. Çocuklarımıza şunu söylemekte yarar görüyorum: Sınavınız iyi ya da kötü geçebilir, sakın üzülmeyin, girmiş olduğunuz lise sınavı, daha yolun çok başındasınız, iyi yerlere gelmek istiyorsanız, eğitiminize ara vermeden devam etmeli ve kendinizi en iyi şekilde yetiştirmelisiniz. Unutmayın, liseden sonra sizi üniversite sınavı bekliyor olacak. LGS'de elde edemediğiniz başarıyı, çalışarak YGS ve LYS de elde edebilirsiniz. Sınava girecek olan bütün çocuklarımıza, en içten duygularımla bir kez daha başarılar diliyorum...
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, küçüklerin işi sanıldığı kadar kolay olmayacak. Merkezi sınav olan LGS'nin ilki bugün ikincisi de yarın yapılacak. Bu sınavın bu yıl ilk defa yapılıyor olması bu sene sınava giren çocuklar için bir dezavantaj olabilir. Zira, sınav hakkında nasıl ki kimse fazla bir şey bilmiyorsa sınava girecek olan çocuklar da büyük ihtimalle aynı durumdalar. İzlediğim bir televizyon programında açıklama yapan bir rehberlik öğretmeni, sınavın detayları hakkında ekim ayının başından itibaren bilgilendirildiklerini belirterek, bilgi eksikliğinin aslında bizden kaynaklı bir sorun olmadığını belirtmişti.
Gelelim sınava; sınavın bugün yapılan ilk ayağında merkezi sınava giren çocuklar, kendi eğitim gördükleri okulda sınava girdikleri için biraz daha rahattılar. Yabancı bir okulda sınava girmek oldum olası sınava girecek olanların daha fazla heyecanlanmasına neden olan bir durumdur. Bugün yapılan LGS Sınavı merkezi bir sınav olduğu için tüm Türkiye'de saat 9'da başladı. Bugün yapılan ve yarın ikinci ayağı gerçekleştirilecek olan LGS'de tüm derslerden sorulacak olan soru sayısı 20 adet olarak belirlenmiş. Çocuklara 20 adet soru için verilen sınav süresi her ders için 40 dakika. Çocuklar, her sınavdan sonra 30 dakika teneffüs yapabiliyor. İlk gün Türkçe, Matematik ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinden sorulan soruları cevaplayan çocuklar, ikinci gün Fen ve Teknoloji, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Yabancı Dil sınavına girecekler ve bu derslerden sorulan sorulara cevap verecekler.
İyi bir liseye girmek ve eğitimini iyi bir okulda tamamlamak isteyen gençlere başarılar diliyorum. Çocuklarımıza şunu söylemekte yarar görüyorum: Sınavınız iyi ya da kötü geçebilir, sakın üzülmeyin, girmiş olduğunuz lise sınavı, daha yolun çok başındasınız, iyi yerlere gelmek istiyorsanız, eğitiminize ara vermeden devam etmeli ve kendinizi en iyi şekilde yetiştirmelisiniz. Unutmayın, liseden sonra sizi üniversite sınavı bekliyor olacak. LGS'de elde edemediğiniz başarıyı, çalışarak YGS ve LYS de elde edebilirsiniz. Sınava girecek olan bütün çocuklarımıza, en içten duygularımla bir kez daha başarılar diliyorum...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)