10 Ocak 2014 Cuma

Yağışsız Geçen Kış Ayları Kurak Bir Yazın Habercisi Olabilir mi

Farkında mısınız?  Bu kış oldukça kurak geçiyor.

Türkiye'nin birçok bölgesinde bu kış maalesef beklenen kar ve yağmur yağışı gerçekleşmedi. 

Çiftçiler, tarladaki ekinin kuraklık nedeniyle çimlenip boy atmadığından şikayetçi.

Türkiye'nin birçok bölgesinde baraj gölleri sinyal vermeye başladı. Birçok barajda doluluk oranı ciddi derecede düşmüş durumda.

İstanbul'da belirli aralıklarla yaşanan kuraklık bu yıl da kendini gösterdi. İstanbul'un yanı sıra başkent Ankara, Konya, Tunceli, Sivas, Çorum, Nevşehir illeri de bu kışı kurak geçiren ve kuraklıkla mücadele edecek illerimiz arasında yer alacak gibi görünüyor. 

Görünen o ki, ocak ayı da kurak geçiyor. Tarlasındaki ürünün büyüyebilmesi için çiftçi gözünü şubat ve ilkbahar aylarında yağacak yağmura dikti. Yağmur yağmaz da ilkbahar ayları da kurak geçerse vay halimize diyorum.

Orta Anadolu Bölgemiz Türkiye'de tarımın kalbidir. İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan başta Ankara, Konya, Nevşehir, Sivas, Çorum, Yozgat gibi tahıl üretiminde önemli şehirlerimiz yağış olmazsa kuraklık ile karşı karşıya kalabilir. Buğday, arpa, mercimek, nohut, fasulye gib tahıl ürünlerinin yoğun olarak  üretildiği bu topraklarda yaşanması olası bir kuraklığın hem üreticiyi hem de tüketiciyi birçok yönden olumsuz etkileyeceğini söyleyebiliriz.  

Birçok ilimizde bulunan barajların sinyal vermeye başlaması ve toprağın kuraklık belirtileri göstermeye başlaması üzerine suyu nasıl daha verimli kullanabiliriz konusu yeniden gündeme geldi. 

Türkiye, su kaynaklarını korumakta çok fazla başarılı olamayan bir ülke ne yazık ki.  Türkiye'de kuraklık nedeniyle birçok gölün kuruma tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğu biliniyor. Kurumaya başlayan bu göllere kuruduğu için artık kullanılmayan gölleri de eklediğimizde tehlikenin boyutu çok daha iyi anlaşılacaktır. 

Dünyada hızla çölleşen ülkelerden birisi de maalesef Türkiye.  Ülkenin son 60 yıl içinde 2 milyon hektarlık sulak ve bereketli tarım arazisinin kuruduğunu ve bereketsiz topraklara dönüştüğünü ve birçok gölün de kuruyarak kullanılamaz hale geldiğini biliyor muydunuz?

Bütün bunlar yaşanırken ne vatandaş olarak biz ne de devlet olarak yöneticiler kuraklıkla yeteri kadar mücadele ediyoruz.  Suyla ilgili hiç sorunumuz yokmuş gibi davranmak kendimize ve gelecek nesillere yapabileceğimiz en büyük kötülüktür. Su kaynaklarımızı teker teker kaybetmeye başlamışken geç kalmadan bir an önce önlem almalı, susuzluk ve kuraklığa karşı etkin mücadele yöntemleri  ve çözüm yolları üretmeliyiz. 

Küresel ısınma ile birlikte gündeme gelen su sorunu ve kuraklık kendini bu kış biraz daha fazla hissettirdi. Önümüzdeki yaz aylarının diğer yıllara oranla daha  kurak geçme olasılığı ne yazık ki çok yüksek.  Kuraklık nedeniyle yağış almayan tarım arazilerinde arpa, buğday, mısır, fasulye, nohut, meyve ve sebze yetişmesi gittikçe zorlaşacak, tarladaki ürünün verimi düşecek. 

Önlem alınmadığı takdirde bugün bir nebze de olsa atlatabildiğimiz kuraklık sorunu zaman içinde daha da derinleşecek ve atlatmakta zorlanacağımız bir boyuta ulaşacak. 

Ülkesini ve dünyayı seven bir vatandaş olarak geleçek nesillere güzel bir dünya bırakmak istiyorsanız ve kuraklıkla mücadelede üzerinize düşen sorumluluğu yerine getirmeye kararlıysanız başlangıç olarak şunları yapabilirsiniz: 

Suyu ne kadar harcadığınızı hesaplayın. Ne kadar su harcadığınızı bilmeniz tasarruf yaparken harcamanızı azaltmanıza yardımcı olacaktır. 

 Çamaşır ve bulaşık makinelerinizi dolu çalıştırmaya özen gösterin. 

Temiz ancak kullanmadığınız suları biriktirerek balkonunuzu yıkayın ya da çiçeklerinizi sulayın. 

Musluklarınızı su tasarruf özelliği olan musluklarla değiştirin. 

Bulaşıklarınızı bulaşık makinasında yıkayın. Böylece daha az su harcarsınız.

Özellikle kış aylarında duş için sıcak su beklerken akan soğuk suyu kovaya doldurup temizlikte kullanın. 

Dişlerinizi fırçalarken musluğu kapatmayı sakın unutmayın. 

Su faturalarınızı takip edin. Fatura takibi, almış olduğunuz tasarruf önlemlerinin işe yarayıp yaramadığınızı görmenizi sağlar. 

Kızartma yağlarını kasinlikle lavabolara dökmeyin. 1 litre atık yağın 1 milyon litre içme suyunu kirlettiğini unutmayın.

Pilleri çevreye atmayın. Pillerin içinde bulunan ağır metallerin temiz su kaynaklarını kirlettiğini unutmayın. 

Ormanları koruyun. Ağaçları keserek ormanları yok etmeyin. Ormanların bu dünyanın akciğerleri olduğunu ve önemli bir yağmur kaynağı olduğunu asla unutmayın. 

Arabanızı kovayla temizleyin. Hortum kullanarak gereğinden fazla su harcamayın. 

Yağmur suyunu sulama suyu olarak kullanmanızı sağlayacak depolama sistemine bir an  önce sahip olun. Böylece bahçenizi depoda biriktirmiş olduğunuz yağmur suyu ile sulayabilirsiniz. 





2 yorum:

  1. Toplumumuzun farkındalığının az olduğu bir konuda yazmışsın. Eline sağlık. Seninle aynı duyguları paylaşıyorum. Zaten, yerli tohum dahi üretilmediği -takas- bir dönemdeyiz. Bu konuda, kamu spotu sürekli dönse çok iyi olacak. Yaşam su olmadan sağlanamaz. Cennet ülkemiz -Allah Korusun- cehenneme dönmesin.

    YanıtlaSil
  2. Peri düşüncelerine sonuna kadar katılıyorum, Ülke olarak aşırı bir vurdumduymazlık ve gereksiz bir rahatlık içindeyiz ne yazık ki... Sevgiyle kal...

    YanıtlaSil

yorum bırakırsanız mutlu olurum