20 Ocak 2014 Pazartesi

Öksürükle Baş Edebilmek İçin En Etkili İlaç; Kara Turp ve Bal

Kış aylarının en önemli rahatsızlıklarından birisi de öksürüktür. Özellikle inatçı ve geçmeyen öksürük hayat kalitemizi düşürür ve bize zor zamanlar yaşatır. 

Kış ayları ile birlikte pek çoğumuz öksürük nedeniyle sıkıntılı günler yaşamak zorunda kalıyoruz. Özellikle astım ve nefes darlığı gibi kronik hastalığı olanlarda öksürük önemli bir problem haline geliyor.

Peki, öksürükle mücadelede en etkili yöntem nedir

İnatçı öksürükten ilaç kullanmadan kurtulmak mümkün. Hepinizin bildiği gibi doğa ananın insanlara verdiği en önemli hediyelerden birisi baldır. Balın sağlık açısından değeri ve önemi tartışılamaz. Balın öksürüğe iyi geldiğini bilmeyeniniz yoktur. 

Peki bal ile kara turp kullanılarak hazırlanan karışımı hiç duydunuz mu? Evet, yanlış duymadınız.  Kara turp ve bal kullanılarak hazırlanan karışım öksürük için en etkili ve en doğal ilaç

Karışımı hazırlamak için kara turpun dış kabuğunu temizleyin ve bir güzel yıkayın. Kara turpun kabuğunu soymadan  içini oyun. Dış kabuk kalacak dikkat edin.  Turpun beyaz kısmını da tamamen yok edecek şekilde oymayın. Beyaz kısım tamamen oyulmayacak yani. 

Turpun içindeki oyuk kısma kaliteli baldan birkaç yemek kaşığı  doldurun. Balı koyduktan sonra turpun kestiğiniz kısmını kapak olarak kapatın ve bu şekilde 24 saat soğuk bir yerde bekletin. İşte, mucize kara turp ve bal karışımınız hazır.

Bu karışımdan günde birkaç şeker kaşığı tüketmeniz öksürükten kurtulmanız için yeterli.

Geçmiş olsun...


19 Ocak 2014 Pazar

Nejat İşler Yoğun Bakımda Durumu Kritik

Günaydın arkadaşlar;

Haberi okuyunca şok oldum ve çok üzüldüm. Sizlerle de paylaşmak istedim.

Usta oyuncu Nejat İşler 17 Ocak 2014 günü septik şok nedeniyle kaldırıldığı Bodrum Acıbadem Hastanesi'nin yoğun bakım servisinde tedavi görüyor. 

Hastane Başhekimi Dr.Aydın Aksoy tarafından yapılan açıklamada Nejat İşler'in şiddetli akciğer enfeksiyonuna bağlı solunum yetmezliği ve gelişen septik şok nedeniyle yoğun bakım ünitesine alındığını belirtti. 

Herkes Nejat İşler için dua etsin lütfen... Türkiye'nin önemli sanatçılarından olan Nejat İşler bir an önce iyileşerek aramıza dönmeli... Tüm sevenlerin senin için dua ediyor sevgili Nejat İşler, lütfen uyan...




18 Ocak 2014 Cumartesi

Tecavüze Uğrayan ve Hamile Kalan Bir Kadın Bebeğini Doğurmalı mı

Ne dersiniz, sizce de tecavüze uğrayan ve hamile kalan bir kadın tecavüz bebeğini doğurmalı mı?

16 yaşında bir kız çocuğu düşünün. Bir gün tinerciler tarafından tecavüze uğruyor ve hamile kalıyor. 

16 yaşındaki bu genç kız olayı hem polisten hem de ailesinden saklıyor. 

Olaydan 4 ay sonra rahatsızlandığı için hastaneye kaldırılan genç kızın hamile olduğu anlaşılıyor. 

Bundan sonrası çok ilginç. Genç kız ailesi ile birlikte hastaneye başvuruyor ve kürtaj olmak istiyor. 

Hastanede yasal sürenin (on hafta) aşıldığı belirtilerek mahkeme kararı isteniyor ve kız mahkemeye kürtaj izni icin başvuruda bulunuyor. Tecavüz sonucu hamile kaldığı için bebeği istemiyor yani...

Mahkeme kararı ise kürtaj olmak isteyen genç kızı derinden sarsıyor. Çünkü, mahkeme  bebeğin doğmasına karar veriyor. "Ceninin yaşama hakkının annenin psikolojisinden önemli olduğunu" söyleyen mahkeme, kürtaja izin vermiyor.

Kadın dernekleri genç kızın hayatını karartacak bu kararın hukuka aykırı olduğunu belirtiyorlar. Yasalarda kürtaj sınırı bebek ve anne sağlığı tehlikede olduğunda 20 hafta olarak belirlenmiş. Yani bu genç kız aslında kürtaj olabilir. Yasal sınırı aşmamış. 

TCK'nun 99. maddesinin 6.fıkrasında "Kadın mağduru olduğu bir suç sonucunda hamile kalırsa 20 haftadan fazla olmamak kaydıyla ve kendi rızası olduğu müddetçe kürtaj olabilir." diyor. 

Kürtaj izni vermeyen hakim ne yazık ki, hukuki değil vicdani bir karar vermiş oluyor. 

16 yaşında bir genç kızın anne olmasına izin veren mahkeme, ceninin yaşam hakkını korumuş olacak ancak bu karar hiç şüphesiz genç kızın psikolojisini olumsuz etkileyerek hayatının kararmasına neden olacak. 

Burada çocuğu doğurmak istemeyen bir anne var ve mahkemeye başvuruyor. "Bana yasal izni verin, ben bu bebeği doğurmak istemiyorum" diyor. Ama, mahkeme genç kızın bu bebeği doğurmasına karar veriyor.

Yazık çok yazık... Türkiye günden güne hukuk devleti olmaktan çıkıyor. Anayasada belirtilen ve TCK ile koruma altına alınan hak ve hürriyetlerinizi kullanamamanız ve mahkemece verilen keyfi kararların hayatınızın karartması ne kadar acı...

16 Ocak 2014 Perşembe

Evde Çalışarak Para Kazanmak İsteyen Arkadaşlar Makale Yazarlığı Yapabilirsiniz

Merhaba arkadaşlar;

Uzun zamandır bu konuyla ilgili yazmak istiyordum kısmet bugüneymiş. 

Evde çalışarak para kazanmak isteyen ev hanımları, öğrenciler, gelirini ek bir gelir elde ederek artırmak isteyen herkes, makale yazarlığı yapmak istediğini belirtiyor. 

Ek gelir elde etmek isteyen arkadaşlar sizlere sesleniyorum.

Makale yazarak para kazanabilirsiniz. Nasıl mı?

Makale yazmak için öncelikle Türkçe'yi iyi kullanıyor olmanız ve özgün içerik üretebiliyor olmanız gerekiyor.


Makale yazarlığına başlamadan önce, imla kurallarına uygun makale yazabiliyor musunuz bunu sorgulamanız gerekir. Zira, makale yazmak öyle sanıldığı kadar kolay değildir.

Araştırmacı bir yapınız olması gerekiyor. Makale yazarlığında ilk kural araştırma yaptıktan sonra özgün içerik oluşturabilmektir. 

Kopyala yapıştır tekniği ile bir yere gelemezsiniz. Şayet ordan burdan toparlar yazarım diyorsanız bu işi yapamazsınız. 

Makale yazarlığı aynı zamanda sizin için de bir eğitim ve profesyonelleşme sürecidir. Bu süreci en iyi şekilde değerlendirmeniz, zaman geçtikçe sizi aranan bir makale yazarı haline dönüştürecektir. 

Makale yazmak özen ve özdisiplin ister. Sizden beklenen makaleyi zamanında teslim edebilmeniz için çok sevdiğiniz bazı şeylerden fedekarlık yapmanız gerekebilir.

Peki, makale yazmak için nereye başvurmak gerekir diye sorduğunuzu duyar gibiyim.

 Arkadaşlar,şöyle bir araştırma yaptım yeni başlayacak olan arkadaşlar yaziyazparakazan.com, yazankazanır.com gibi sitelere başvuruda bulunabilirler. 


Yazı yazmanıza olanak sağlayacak diğer siteleri bulmak için  internette iyi bir araştırma yapmanız gerekiyor. Yaptığınız araştırma makale yazdıran siteler ve çevreler hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlayacaktır. 

Forum sitelerine üye olmanız ve makale yazmak istediğinizi belirten mesajlar yayınlamanız makale yazdırmak isteyen kişilerin size ulaşmasını hızlandıracaktır. 

Webmaster, R10, forumnet gibi forum sitelerinde makale yazdırmak isteyenlerin ilanlarına ulaşabilir aynı zamanda  başvuruda bulunabilirsiniz.  

Çevrenizde makale yazarlığı yapan editör arkadaşlarınız varsa onlardan yardım alabilirsiniz.

Evde makale yazarak para kazanmak isteyen arkadaşlar şunu hiçbir zaman unutmamalıdır; her işte olduğu gibi makale yazarlığı işinde de  emek vermediğiniz zaman başarılı olamazsınız.  Emek vererek, özgün ve kaliteli içerik üretiyor, okunabilir makale yazıyorsanız hemen olmasa bile  bir süre sonra karşılığını almaya başlarsınız.




15 Ocak 2014 Çarşamba

Türkiye'nin Kanayan Yarası; Çocuk Gelinler

 Ne yazık ki, küçük bir kız çocuğu daha ne olduğunu anlamadan bu hayattan göçüp gitti...  Birçoğunuz duymuştur O'nun adını... Adı Kader'di...

Kader, hem küçük bir kız çocuğu hem bir eş hem de anneydi...

Daha 11 yaşındayken evlendirilen, 12 yaşındayken anne olan ve 14 yaşındayken ölen Kader, Türkiye'nin kanayan yarası çocuk gelinler sorununu yeniden gündeme taşımayı başardı...

Günlerdir yolsuzluk ve rüşvet operasyonları yüzünden hükümet, muhalefet, savcılar, hakimler, gazeteciler ve daha ne kadar büyük devlet adamı ve akil insan varsa herkes şöyle olmalı, böyle olmalı diye ahkam kesip bildiriler dağıtırken,  Kader hakkında kimse birşey söylemiyor ne acı...

Bir ülkede çocuk gelinler varsa ve bu çocuk gelinler daha oyun oynaması gereken bir yaşta anne olup ikinci doğumundan sonra ölüyorsa ülkeyi yönetenler ve yasa koyucular oturup biraz düşünmelidir...

Düpedüz çocuk istismarı olan bu duruma karşı neden caydırıcı önlem alınmıyor, yasa düzenlenmiyor ve neden bu suçu işleyenler hapis cezasına çarptırılmıyor diye merak ediyorum günlerdir...

Kader öldükten sonra sorumluluğunun farkına varan ve Kader'in ölümünü araştırmaya karar veren devlet, ne yazık ki Kaderi korumaktan acizdir.

Zira, bu çocuklarla evlenenler bana göre pedofili suçu işliyorlar ve bu suçtan cezalandırılmalıdırlar. Çocuk gelin lafını da çok sevmiyorum, yapılan düpedüz çocuk istismarıdır. Bu olay gelenek diyerek açıklanmamalı, saçma sapan bir mecraya çekilmemeli, en kısa sürede çözümlenmelidir.

Küçücük çocuklarla evlenmek ve bu çocukların küçük yaşta anne olmalarına neden olmak bana göre pedofiliden başka birşey değildir. Bu çocuklarla evlenmek başka türlü nasıl açıklanabilir ki?

Kader'in ölümünden sonra devreye giren ve soruşturma açan devlet keşke daha önce kendini gösterebilseydi... Hem böylece küçük yaşta yok olup giden çocuk gelinler de olmazdı... Küçük çocuklarla evlenenlere ve bu çocukları küçük yaşta evlenmek zorunda bırakan ailelere karşı önlem alınmazsa, bu suçu işleyenlere caydırıcı cezalar verilmezse ne yazık ki bu tür olaylar yaşanmaya devam edecek...

Ah, Kader! Ne acı bir kayıp oldun sen... Ülkem adına utanıyorum ve özür diliyorum senden... 

Ah, Kader! Seni düşününce içim acıyor, daralıyorum, inan çok üzülüyorum... Daha küçük bir çocukken evlenen ve anne olan, aile fertlerinin söylediğine göre ikinci çocuğunu kaybettiği için intihar eden ancak ölümü şüpheli bulunduğu için incelemeye alınan kadersiz Kader... 

Mekanın cennet olsun küçük anne... Geride bıraktığın 1,5 yaşındaki evladın seni çok özleyecek... Ve biz, önlem alınmadığı takdirde belki de çok yakın bir zamanda yeni bir çocuk gelin ya da kadın cinayeti haberi ile karşı karşıya kalacağız. Ne yazık...




13 Ocak 2014 Pazartesi

Genç Kızları Bekleyen Büyük Tehlike; Tecavüz Hapları

Merhaba arkadaşlar;

Bugün, genç kızları bekleyen büyük tehlike olarak adlandırılan tecavüz haplarından bahsedeceğim. 

Ne alaka şimdi demeyin. Tecavüz hapı kullanımı çok yaygınlaşmış. Belki de çoğu genç kızımız bu ilaçları tanımadıkları için  istismara uğruyorlar. 

Dün Hürriyet Pazar ekini okurken bu konuyla ilgili yazılmış bir yazı dikkatimi çekti. Yazıyı bir solukta okudum ve bu konuya ben de blog sayfamda yer vermeliyim diye düşündüm.

Olayın boyutu tüyler ürpertici olduğu için kendimi genç kızları uyarma ve bilinçlendirme noktasında sorumlu hissettim ve bu yazıyı kaleme almaya karar verdim.

Arkadaşlar, dün okuduğum yazı üzerine küçük bir araştırma yaptım ve bu haplar hakkında ilginç bilgiler elde ettim.

 Herşeyden önce tevavüz hapları, renksiz, kokusuz ve tatsız ilaçlarmış. 

Çoğunlukla genç kızları hedef alan bu haplar tecavüz amaçlı kullanılıyor. 

Hapı çoğu zaman farkına varmadan içmek zorunda kalan genç kız kısa bir süre içinde kendinden geçiyor.

Bu ilaçlar merkezi sinir sistemini etkisi altına alıyor ve etkisi 6 saat kadar sürüyor. İlacın vücutta yarattığı uyuşukluk etkisi tam olarak 12 saat içinde sona eriyor.

Güçlü bir uyuşturucu olan tecavüz hapları içildikten sonra uyuşukluk, baş dönmesi, sersemlik, hareketlerde kontrolsüzlük, konuşamama, koordinasyon kaybı gibi belirtiler gösteriyor. 

İlacın etkisini göstermesinden sonra mağdur kişi ne yazık ki tecavüzü, tecavüzün gerçekleştiği mekanı ve tecavüz yapan kişiyi hatırlayamıyor.

Bu tür ilaçlar sıvı içinde çözümlenebildiği için genellikle içeceklerin içinde ikram ediliyor. Burası en can alıcı nokta ne yazık ki... Meyve suyu ya da bira içtiğini sanan genç kız tüketmiş olduğu içecekle birlikte tecavüz hapını da içmiş oluyor.

Özellikle alkol ile alındığında daha tehlikeli olan bu ilaçlar içen kişide ileri derecede bilinç kaybına neden oluyor. 

Tecavüz ilaçları dışında bir başka tehdit de erotik web sitelerinde satılmakta olan azdırıcı damla adlı ürünler. Bu damlalar da ne yazık ki içeceğe karıştırılarak kullanılıyor. Kendisinden habersiz  içeceğine ilaç katılan kişi tecavüz haplarında olduğu gibi kısa bir süre içinde kendinden geçiyor ve bilinç kaybı yaşıyor. 

Bir başka tehlike ise bayıltıcı spreyler. Bayıltıcı spreyler de kötü niyetli kişilerin kullanmaktan hiç çekinmedikleri bir ürün. 

Genç kızlarımızı bilinçlendirme adına ele almış olduğum bu yazı inşallah genç kızlarımız tarafından okunur. Bu yazıyı yazmasam asla rahat edemezdim. Allah, genç kızlarımızı ve çocuklarımızı kötü niyetli insanlardan korusun...













11 Ocak 2014 Cumartesi

Sigarayı Bıraktım, Sağlıklı Yaşamak İçin Şekeri de Bırakmam Gerekiyor

Merhaba arkadaşlar...

Birkaç gündür gazetelerin sağlık köşeleri ve blogger arkadaşlar tarafından paylaşılan blog yazıları aracılığı ile şekeri bırakmam gerektiği konusunu kafamda daha fazla netleştirdim. 

Daha önce sigarayı nasıl bıraktım başlıklı yazımda sigarayı bırakma serüvenimi yazmış, sigarayı bırakırken ne kadar zorlandığımdan bahsetmiştim. 

Ben çayı çok seven ve çayı da aşırı şekerli içen birisi olarak şimdi de şekeri bırakmak zorundayım. 

Aslında baklava, reçel, bal, çikolata gibi tatlı şeyleri pek yiyen bir insan değilim. Ama ilk çocuğumu elime aldığım ve kim ne derse onu yaptığım lohusalık dönemimde, şekerli çayın sütü artıracağını söyleyen büyüklerim sayesinde bol şekerli çay içmeye başladım. Ki, o güne kadar çayıma şeker atmazdım.

Lohusalık dönemimde çok süt olsun diye alıştığım şekerin birgün başımın belası olacağını hiç tahmin etmezdim. 

Evet arkadaşlar yanlış duymadınız, şeker insan sağlığına sigara ve alkol kadar zarar veriyormuş. 

Doktorlar şeker tüketimini azaltmak gerektiğini altını çize çize, gözümüze soka soka söylüyorlar. 

Anlayan anlar. Valla ben doktorlar tarafından yapılan bu uyarıları üstüme aldım. Aynen sigarada olduğu gibi şekeri hayatımdan tamamen çıkartmak istiyorum. 

Of Allah'ım, şekersiz çay içmek istemiyorum ama sağlığımı da kaybetmek istemiyorum. 

Bu arada aşırı şeker tüketimi obeziteye ve şeker hastalığına davetiye çıkarmakmış haberiniz olsun. 

Vücudumuzun şekere ihtiyacı olmadığını söyleyen uzmanlar  şekeri en tatlı zehir olarak tanımlıyorlar. (Prof.Dr.Canan Karatay)

 Meyve ve sebzelerde zaten şeker olduğunu belirten uzmanlar vücuda ekstra şeker yüklemenin şeker hastalığı ve obeziteye neden olacağını belirterek şekerin zararları konusunda uyarıyorlar.

Uzmanlara sonuna kadar inanıyorum. Şekerli çay içtiğim için ben de kilo alıyorum. Yürüyüş falan yapsam da kilom yerinde sayıyor. Şişman değilim ama kiloluyum. 

Yaşım ilerlediğinde obez ya da şeker hastası olmak istemiyorum. Karar verdim, şekeri bırakıyorum..