SAĞLIK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SAĞLIK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Aralık 2023 Çarşamba

Lekeli Ciltler için Ayva Çekirdeği Maskesi

     Ciltte meydana gelen lekeler, dış görünüm açısından problem teşkil eden bir cilt sorunudur. Kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de görülebilen bu sorun, sosyal hayattan ikili ilişkilere kadar pek çok alanda insanlarda özgüven eksikliğine neden olmaktadır. 

    Cilt Lekeleri Neden Oluşur? 

    Cilde normal rengini veren melanosit hücreleridir. Bu hücrelerin düzensiz olması ya da fazla üretimi ciltte leke oluşmasına neden olur. Özellikle güneş ışınına maruz kalan bölgelerde cilt lekesi oluşma olasılığı daha yüksektir. 
    Cilt lekelerinin birçoğu güneş ışınlarına bağlı olarak ortaya çıksa da genetik faktörler, kimyasallar, hamilelik, ileri yaş, beslenme, yeteri kadar su tüketmeme, yanlış kozmetik ürünü kullanma ve hormonal ilaçlar da leke oluşumunda etkili olur. 
    Cilt lekeleri doğuştan ya da sonradan ortaya çıkabilir. Ciltte görülen belli başlı leke türleri şunlardır: 
  • Akne 
  • Egzama 
  • Melazma 
  • Vitiligo 
  • Güneş lekeleri
  • Çiller 
  • Doğum lekeleri
  • Deri döküntüleri 
  • Cilt kanseri 


    Cilt Lekeleri için Neler Yapılabilir?

  • Lekelenmeye müsait cilt tipi olanlar güneş ışınlarına karşı koruyucu önlem almalıdır. 
  • Lekelenmenin önemli nedenlerinden biri olan solaryum kesinlikle tercih edilmemelidir. 
  • Yaz mevsiminde olduğu gibi her mevsim uygun güneş koyucu kullanılmalıdır. 
  • Parfüm ve kolonya gibi alkol içeren ürünler vücudun güneş gören kısımlarına sürülmemelidir. 
  • Lazer, epilasyon ve ağda gibi işlemler sonrası güneşe çıkmayın. 
  • Sivilce, akne ve siyah noktaları sıkmaktan kaçının. 
  • Hamilelik döneminde uygun koruyucu krem kullanmaya ve güneş ışınlarından uzak kalmaya dikkat edilmelidir. 
  • Kozmetik ürünü seçiminde güvenilir markalar tercih edilmelidir. 
  • Güneş gözlüğü kullanılmalıdır. 
  • Sigara ve alkol cildin düşmanıdır, bu zararlı alışkanlıklardan vazgeçilmelidir. 
  • Cildin nem dengesi korunmalı, günde en az 2 litre su içilmelidir. 
  • Çok yağlı ve baharatlı yiyecekleri tüketmekten kaçınılmalıdır. 


   Doğal Maskelerle Cilt Lekelerinizden Kurtulabilirsiniz 

    Doğal maske ve kürler cilt sorunlarına karşı etkili olmaya devam ediyor. Kozmetik ürünlerinin içeriğine baktığımızda pek çoğunun doğal bitki ve meyvelerden oluştuğunu görebiliriz. Doğada en saf hali ile bulunan bitki ve meyveleri kullanarak cilt problemlerimizle başa çıkabilir. Özellikle lekeli ciltlerde: patates kürü, pirinç kürü, ayva çekirdeği maskesi gibi doğal yöntemler sağlıklı sonuç veriyor. 
    Ayva, kuru ciltlerden lekeli ciltlere kadar her cilt türünde mucize yaratan bir meyvedir. Ayvanın faydaları ile ilgili bilgi almak isterseniz yazımızı okuyabilirsiniz. Çiğ olarak tüketildiğinde veya maskesi hazırlanarak harici olarak kullanıldığında kuru cilt üzerinde ve lekeli ciltlerde olumlu etkisi vardır. Ciltteki renk eşitsizliğine karşı ayva çekirdeği maskesi yapabilirsiniz. Peki, lekeli ciltler için ayva çekirdeği maskesi nasıl yapılır? 


    Cilt Lekelerine Karşı Ayva Çekirdeği Maskesi 

  • Yarım kilo ayvadan çıkarttığımız çekirdekler 
  • 1 bardak içme suyu 
    Bir tencereye 1 bardak içme suyunu ve ayva çekirdeklerini alalım. 
    Tencereyi ocağa alalım ve 5  dakika haşlayalım. 
    Bu suyu cam bir şişeye alalım.
    Oda sıcaklığında 5 gün ağzı kapalı şekilde bekletelim. 
    Daha sonra suyu süzelim ve buzdolabına alalım. 
    Gece yatmadan önce cildimize her gün bu suyu sürelim. 




    

Ayvanın Faydaları Nelerdir?

    Kış mevsiminin vazgeçilmezi ayva çok değerli bir meyve olup faydaları saymakla bitmiyor. Bazılarımızın yemekte çok zorlandığı, tadına bir türlü alışamadığı bu meyvenin faydalarını duyduğunuzda mutfağınızdan eksik etmek istemeyeceksiniz.  Ayvanın sadece meyvesi değil çekirdeği, kabuğu ve yaprağı da tam bir  mucizedir diyebiliriz. Hangi hastalıklara iyi geldiği hakkında bilgi sahibi olursak ayva ve diğer meyveleri daha bilinçli tüketebiliriz. Biz bugünkü yazımızda  ayvanın besin değeri, sağlığımız için faydaları, hangi hastalıklara iyi geldiği, çekirdeklerinden nasıl yararlanmamız gerektiği, yaprağının hanga rahatsızlıklarda etkili olduğu konularında siz değerli takipçilerimizle bilgi paylaşımında bulunacağız. 

    Ayvada Bulunan Vitamin ve Mineraller

    Tam bir vitamin ve mineral deposu olan ayva, faydaları saymakla bitmeyen bir kış meyvesidir. Adına türküler yakılmış, atasözlerinde ve deyimlerde yer verilmiş, geçmişten günümüze tıp ilminde kullanılmış ayvanın 100 gramında bulunan vitamin ve mineraller şu şekildedir:
    100 gram ayvada
    Su                            83,8 gr
    Protein                      0,4 gr
    Yağ                             0,1 gr
    Karbonhidrat          15,3 gr
    Kalsiyum                  11,0 mg
    Demir                          0,7 mg
    Fosfor                        17,0 mg 
    Potasyum                 197,0 mg
    Sodyum                        4,0 mg
    A Vitamini                  40,0 mg
    C Vitamini                  15,0 mg

    Tablodan da anlaşılacağı gibi ayva mineral ve vitamin açısından zengin bir meyvedir. Bu da şunu göstermektedir: 100 gram ayva günlük C vitamini ihtiyacımızın yüzde 25'ini, K vitamini ihtiyacımızın yüzde 4'ünü, A vitamini ihtiyacımızım yüzde 1'ini, E vitamini ihtiyacımızın da yüzde 1'ini kendi başına karşılamaktadır. 




     Ayvanın Sağlık Açısından Önemi 

    Ayvanın faydaları saymakla bitmez. Ayvanın sağlığımız için ne denli değerli bir meyve olduğunu unutmadan düzenli tüketmeye özen göstermeliyiz. 
  • Ayva kalp dostudur, kalbi güçlendirir ve kalp krizine karşı kalkan oluşturur. 
  • Antioksidan özelliği yüksek bir meyvedir, kansere karşı etkilidir. 
  • Ağız kokusu giderici özelliği vardır. 
  • Ballı birlikte tüketilmesi bağırsak enfeksiyonlarına iyi gelir. 
  • Mide rahatsızlıklarına karşı etkilidir, ülser tedavisinde tercih edilir, sindirim sisteminin daha düzenli çalışmasını sağlar. 
  • İdrar söktürücü etkisi vardır, kabukları ve çekirdeği kaynatılıp içildiğinde iltihabı söker. 
  • Grip ve soğuk algınlığında öksürük, burun akıntısı ve boğaz ağrısı üzerinde etkilidir. K
  • Kolesterolü dengeleme özelliği vardır. 
  • Hücreleri yenileme özelliği ile ön plana çıkan ayvanın yaşlanmayı geciktirme özelliği bulunmaktadır. 
  • Sterse karşı bire birdir, beyinde meydana gelen yorgunluğu alır. 
  • Unutkanlığa karşı etkili bir meyvedir, hafızayı güçlendirir. 
  • Günlük hayatta ortaya çıkan halsizlik ve yorgunluk karşısında tesirlidir. 
  • Ağız içi yaralar ayva sayesinde iyileşebilir. 
  • Böbrek sağlığına iyi gelir, böbrek ve idrar yolu iltihabına karşı etkilidir. 
  • Karaciğer değerlerini düzenler, damar sertliğini önler. 
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir, hastalıklara karşı doğal kalkan rolü üstlenir. 

    Ayva Çekirdeğinin Faydaları 

  • Cilt temizliğinde mucize etki gösterir. 
  • Ayva çekirdeği ile yapılan maske sivilce ve siyah noktalara karşı etkilidir. 
  • Cildin daha parlak görünmesini sağlar. 
  • Sıcak su içinde bekletilen ayva çekirdeği öksürüğü keser.  
  • Ayva çekirdeği ile hazırlanan çay akciğer iltihabına karşı doğal ilaç olarak kullanılır. 
  • Yorgunluk ve halsizliği önler. 



    Ayva Yaprağının Faydaları 

  • Regl ağrılarını kesici etkisi vardır. 
  • Karaciğeri temizler. 
  • Kronik öksürüğe karşı ayva yaprağı çayı etkili olur. 
  • Ses kısıklığını engeller. 
  • Kansızlık tedavisinde doğal yöntem olarak kullanılabilir. 
  • Sakinleştirici etkisi olduğu için strese karşı etkilidir. 
  • Soğuk algınlığında tedavi edicidir. 
  • Göz kuruluğuna karşı etkili bir doğal yöntemdir. 



    Cilt Bakımında Ayva Çekirdeği Mucizesi 

    Cilt problemlerinin başında kuruluk ve leke geliyor. Birçok kadın cildindeki kuruluktan ve renk eşitsizliğinden muzdarip maalesef. Cildinizin daha parlak, temiz ve sağlıklı görünmesini istiyorsanız ayvadan ve özellikle ayva çekirdeğinden yararlanmalısınız. Ayva çekirdeği ile yapılan ve sizinle paylaştığımız maske uygulamalarını düzenli olarak kullandığınızda cildinizdeki mucizevi değişimi kendi gözlerinizle göreceksiniz. 
    Kuru ciltler için ayva çekirdeği maskesi için tıklayınız. 

    Lekeli ciltler için ayva çekirdeği maskesi için tıklayınız

google.com, pub-2984109072868377, DIRECT, f08c47fec0942fa0

Kuru Ciltler için Ayva Çekirdeği Maskesi

     Kuru cilt, birçok kadının yaşadığı önemli bir cilt problemi olarak karşımıza çıkar. Cildin nem kapasitesinin düşük olması ile ortaya çıkan kuruluk zaman içinde cildin erken yaşlanmasına, kırışıklıkların derinleşmesine ve pul pul dökülme problemine neden olur. 

    Kuru Cilt Nasıl Anlaşılır 

    Kuru cilt, banyo sonrası yaşanan rahatsızlık hissi ile anlaşılan bir cilt problemidir. Yeterince beslenmeyen ve nemlenmeyen cilt zamanla kurur ve pullanma gibi problemlerle kendini göstermeye başlar. Kuru cilt problemi ile birlikte yaşanan en büyük sorun gerginlik hissidir. Nemsiz kalan cilt devamlı gergin ve rahatsızdır. 

    



     Kuru Cilt Belirtileri 

    Cildinizin kuru olup olmadığını evde kendiniz de anlayabilirsiniz. 
    Cildinizin rengi soluksa ve ne kadar dinlenirseniz dinlenin cansız ve donuk bir cilde sahipseniz cildiniz kuru olabilir. 
    Ciltte meydana gelen çatlama, soyulma, yılan derisi görünümü de kuruluk belirtisi olarak karşımıza çıkar. 
    Esneklik kaybı cildin kuru olduğunun işaretidir. 
    Ciltte meydana gelen pürüzler ve tahrişler de kuruluk probleminin varlığını gösterir. 
    İlerlemiş cilt kuruluğu problemi ise egzama türü hastalıkları beraberinde getirir. 

    Cilt Kuruluğu Nasıl Tedavi Edilir 

    Yoğun kuruluk problemi yukarıda da belirttiğimiz gibi ciltte erken yaşlanma problemini beraberinde getirir. Elastikiyetini kaybeden cilt zamanla kırışmaya ve daha yaşlı görünmeye başlar. Bu problemi ortadan kaldırmak düzenli cilt bakımı yapmakla mümkündür. Kuru cilt bakımı için uzman bir dermatolog tarafından önerilen ürünleri kullanmak doğru olacaktır. Cildin temizliğinden nemlendirilmesine kadar her aşamada cilt türüne uygun ürünler kullanarak bu problemi ortadan kaldırmak ya da en azından etkilerini minimum düzeye indirmek mümkün olmaktadır. 

   Bunun dışında doğal yollarla yapacağınız maskelerle de cildinizin nem dengesini ayarlayabilir, nem kaybına karşı önlem alabilirsiniz. 

    Cildiniz kuru ve cansız görünüyorsa ayva çekirdeği maskesi ile bu problemi ortadan kaldırmanız mümkün. Kış mevsiminde bol bol tüketmemiz gereken ayvanın cilt problemleri üzerinde de etkisi yüksektir. Özellikle kuru ve lekeli cilt problemi ile baş etmenin en kolay yolu mevsiminde yapacağınız ayva çekirdeği maskesi olacaktır. 

    Ayva Çekirdeği Maskesi 

  • 10 adet ayva çekirdeği 
  • 1 yemek kaşığı avokado 
    Ayva çekirdeklerini yarım çay bardağı temiz su içine alalım. Bir gece boyunca çekirdekleri bu suda bekletelim. 
    Ertesi gün ayva çekirdeği bulunan suyun içine 1 yemek kaşığı avokado ekleyelim, iyice karıştırıp püre haline getirelim. 
    Elde ettiğimiz karışımı cildimize ve ellerimize sürüp masaj yaparak yedirelim. 
    Yarım saat kadar cildimizde bekletelim ve daha sonra cildimizi temizleyelim. 
    Düzenli aralıklarla bu maskeyi yapmaya devam edelim. 
    

                                    









14 Ekim 2017 Cumartesi

Otizm Nedir, Belirtileri Nelerdir?

Merhaba; 
Uzun bir aradan sonra, neden böyle bir konu ile bloğuma dönüş yaptığımı kısaca anlatayım. 

İki senedir anasınıfında "yardımcı anne" olarak görev yapıyorum. Bu sene geçen seneden farklı olarak, normal çocuklarla birlikte "kaynaştırma öğrencisi" adı altında, farklı sorunları ve özel rahatsızlıkları olan öğrenciler ile birlikteyiz. Benim kadar, normal öğrenciler de, yeni arkadaşlarına uyum sağlamada, onları anlamada, onlara yardımcı olmada epey yol katediyor. 

Otistik olduğunu öğrendiğim öğrenciler hakkında biraz araştırma yaptım. Otizm konusunda biraz bilgim vardı, ama konuyu detaylı inceleyince bilmediğim şeyler de olduğunu anladım. Bildiğimi sandığım, ya da bilmediğim epey şey olduğunu görünce, bloğumda bu konuya yer vermeye karar verdim. 

Otizm Nedir?

Otizm, çocuklarda görülen, diğer bireylerle iletişim kurmayı engelleyen bir beyin rahatsızlığıdır. Konuyla ilgili yaptığım araştırmada nörogelişimsel hastalıklar arasında en sık rastlanan hastalık olduğunu öğrendim. 

Gelişimsel bir hastalık olan otizm, hayat boyu sürüyor. Yani geçmiyor, otizm hastası bir çocuk, ileride otistik bir yetişkin oluyor. Nedeni tam olarak bilinmeyen bir hastalık. Genetik olduğu ile ilgili şüpheler olsa da tam olarak kanıtlanmış değil. Bazı bilim adamları ise, otizme çevresel faktörlerin ve bazı ilaçların neden olduğunu düşünüyor. Bu konuda yapılan araştırmalar devam ediyor, hastalığa genetik faktörlerin mi, ilaçların mı, çevresel faktörlerin mi neden olduğu konusunda henüz net bir şey yok. 

Otizmde Erken Teşhisin Önemi

Otizm, her 88 çocukta 1 çocukta görülen bir rahatsızlık. Erkek çocuklar kız çocuklara göre daha şanssız. Çünkü, erkek çocuklarda görülme oranı, kız çocuklarda görülme oranının 2-5 katı. Otizm engellenebilir mi? Uzmanlar, anne adaylarının hamilelik öncesinde ve hamilelik sürecinde "folik asit" almalarının faydalı olabileciğini belirtiyorlar. 

Doğuştan gelen ve ilk 3 yılda kendini gösteren bu hastalığın ne yazık ki tedavisi yok, ancak erken tanı ve teşhis, çocuğun gelişimi açısından son derece önemli. Otizmli çocukların, fiziksel açıdan diğer çocuklardan farkları yok. Bu çocukların nörogelişimsel sorunları var. Otizm ne kadar erken fark edilirse, çocuğun gelişimine o denli katkı sağlanmış oluyor. 

Otizm Belirtileri 

Otizmin belirtileri "sosyal iletişim ve etkileşim sorunları" ve "tekrarlayan davranışlar, sınırlı ilgi" olmak üzere iki ana başlıkta toplanıyor.

Otizmin belirtilerinden herkesin anlayacağı, en basit anlatımla bahsedersek, otizmli çocuk, ismini duyduğunda tepki vermez, göz kontağı kuramaz, orada değilmiş gibi davranır, arkadaşlık ilişkisi geliştiremez, kendisine gösterilen ilgiye kayıtsız kalır, garip konuşur, bazı sözcükleri tekrarlar, konuşmada bozukluk sonradan gelişebilir, arkadaş grubu ile oyun oynayamaz. 

Otizmli çocuk bazı eşyalara ve objelere takıntı derecesinde ilgi gösterir. Örneğin, çamaşır makinesini saatlerce seyredebilir, ses, doku, koku gibi etkenlere karşı aşırı hassasiyeti olabilir, ya da tepkisiz kalabilir. 

Otizm Tedavisi

Ne yazık ki, otizmin kesin tedavisi yok. Ancak otizmli bireyin hayatını kolaylaştırmak ve sosyal hayatın içinde yer almasını sağlamak için başta özel eğitim olmak üzere, konuşma ve dil terapisi, fiziksel tedavi ve mesleki tedavi yöntemleri uygulanır. Bunun yanında çocuğun günlük yaşamında faydası olacak hareket terapisi uygulanır. 

Otizmli çocuklar özel okullada eğitim alırlar. Bu çocukların ders süreleri daha kısadır ve öğretmen sayısı daha fazladır. Otizmli çocukların eğitim aldıkları kurumlarda öğrenci sayısı da azdır. Özel eğitim kurumlarında, otizmli çocuklara konuşma ve dil becerisini geliştirecek eğitim verilir. Fiziksel becerilerini artıracak özel tedavi yöntemleri ile çocuğun kendisine olan özgüveni artırılır. 


23 Temmuz 2015 Perşembe

Dürtü Kontrol Bozukluğu Nedir, Belirtileri Nelerdir?

Yakın bir arkadaşımın eşine bu teşhis konuncaya kadar böyle bir hastalık olduğundan habersizdim. Yeni öğrendiğim bu hastalık hakkında sizlerin de bilgi sahibi olmanızı istedim. 

27 Ekim 2014 Pazartesi

Benim Başıma Gelmez Demeyin; Memenizi Kontrol Edin



Merhaba arkadaşlar, 

Dikkat ettiyseniz, son günlerde, internette, yazılı ve görsel basın organlarında meme kanseri farkındalığı yaratmak için çeşitli reklam kampanyaları düzenleniyor. Ekim ayı meme kanseri farkındalık ayı olarak kabul edilmiş. 

Ben de internette faaliyet gösteren bir blogger olarak üzerime düşen görevi yerine getirmek, meme kanserine dikkat çekmek ve meme kanseri ile ilgili yapmış olduğum araştırma neticesinde öğrendiğim bilgileri sizinle paylaşmak istedim. 

12 Eylül 2014 Cuma

Adet Öncesi Gerginlik Sendromu mu O da Ne

Adet öncesi gerginlik kadınların hayatını zorlaştıran önemli bir sorun.

Erkekler arasında "aybaşısı tuttu" diye çok da hoş olmayan bir tabir vardır. Evet, ne yazık ki biz kadınların her ay yaşamak zorunda kaldığımız bu sıkıntı erkeklerin bizimle zaman zaman dalga geçmesine neden oluyor.

Aslında bilmedikleri bir konuda ahkam kesiyorlar. Kadınların o dönemde nasıl bir ruh

25 Ağustos 2014 Pazartesi

Yatalak Hastalarda Görülen Yatak Yaraları

Kayınpederim Alzheimer hastası ve şu an yatağa bağımlı .Bu nedenle son günlerde yatalak hasta bakımı ile ilgili bilgi edinip kayınvalidemle paylaşmaya çalışıyorum.

Yatalak hastası olanlar gayet iyi bilirler. Yatalak hastaları bekleyen en büyük sorunlardan birisi de devamlı yatmaktan dolayı vücutta açılması muhtemel yatak yaralarıdır.


Yatak yarası, sürekli yatmak zorunda kalan hastanın vücudunda sürtünme ve basınç nedeniyle oluşan deri lezyonlarıdır. 

20 Ağustos 2014 Çarşamba

Dikkat! Türkiye'de Obez Çocukların Sayısı Hızla Artıyor

     Bir tek obezite sorunumuz yoktu artık obezite sorunumuz da var. Türkiye'de obez olanların oranı %15'e ulaşmış. Ne kadar büyük bir oran değil mi? Yani Türkiye'de nüfusun 10 milyonu obez.  İlkokula giden çocuklar arasında yapılan bir araştırmaya göre çocukların % 22'si obez çıkmış. Bu rakam çok yüksek bir rakam. 

Ciddi sağlık sorunlarına neden olan obezite, hareketsiz yaşam ve yanlış beslenmenin bir sonucu olarak ortaya çıkan bir sağlık sorunu. Obezite ile mücadelenin ilk kuralı ise çocukların doğru beslenme alışkanlığı kazanmasından geçmekte. Bu sağlanamazsa Türkiye ileriki yıllarda çok sayıda obez insanın yaşadığı bir ülke haline gelebilir. 


       Çocuklar arasında yapılan bir araştırma obezitenin özellikle zengin çocukları arasında daha yaygın olduğunu göstermiş. Gün içinde yemek öğünlerini fast-food beslenerek, ayak üstü atıştırarak geçiren bu çocuklar, zamanla obezite ile mücadele etmek zorunda kalıyorlar.

18 Ağustos 2014 Pazartesi

Kaçınılmaz Sona Doğru Hızla Giden Bir Hayat

Yaklaşık on yıldır hastaydı. Ne kadar kabul etmese de hastalığın belirtileri hızla görülmeye başlanmıştı. 

Ciddi bir unutkanlık başlamıştı Ahmet Bey'in beyninde.

Önceleri her gün düzenli olarak çektiği tespihini unutur "Hanım, benim tespih nerede" diye aratır dururdu. 

Zamanla unutkanlığın boyutu değişmiş, aşırı unutkanlık hayatını olumsuz etkilemeye başlamıştı.

Bütün çocuklarını evlendiren Ahmet Bey, hayatının geri kalanını mutlu ve huzurlu bir şekilde sürdürmeyi beklerken amansız bir hastalığın pençesine düştü. 

İlk önce kimse yakıştıramadı,Ahmet Bey böyle bir hastalığa yakalanmış olamazdı. 
Aile fertleri ne kadar kabul etmese de Ahmet Bey henüz 58 yaşında Alzheimer hastalığına yakalanmıştı. 

23 Temmuz 2014 Çarşamba

Çocuğunuz Mutsuz mu Huysuz mu

Birgün çocuğunuzla bitmeyen bir tartışmanın ve hır-gürün içinde olmayı ister misiniz?


Bu soruya çocuk yetiştiren anne-babalar olarak hepimiz "asla" diye cevap verdik öyle değil mi? 



Kim küçücük bir bebek olarak dünyaya gelen ve her gün biraz daha büyümeye başlayan ve nihayet çocukluktan yetişkinliğe adım atmaya başlayan çocuğu ile yüz göz olmak ister, onunla bitmeyen bir kavganın içinde olmak ister. 



Ancak ergenlik dönemi öyle bir dönem ki, anne-babanın bazen yetersiz kaldığı, gözü gibi baktıkları bebekleriyle iletişim kuramadıkları bir dönem haline gelebiliyor.

12 Haziran 2014 Perşembe

Dikkat! Güneş Koruyucunuz Ne Kadar Güvenli

Yaz geldi, hepimizi tatlı bir telaş sardı. 

Kimimiz daha şimdiden tatile çıktı, denizin ve kumun keyfini çıkarmaya başladı bile.

Yaz mevsimi güzeldir, hoştur ama bir de güneşin zararlı etkileri olmasa. 

Özellikle açık ten ve açık göz rengi olanlar için güneşin zararlı etkileri daha yüksek risk oluşturuyor. 

Ben de açık tenliyim ve yanağımda oluşan kılcal damar çatlaması nedeniyle cildimi güneşin zararlı etkilerinden korumak için düzenli olarak güneş koruyucu krem kullanmaktayım. Hem de 50 faktör olanından. 

28 Nisan 2014 Pazartesi

Titiz misiniz Titizlik Hastası mısınız

Evinizin temiz olduğundan emin misiniz? 

Ne yaparsanız yapın evinizin temizlenmediğini mi düşünüyorsunuz?

Elinizde bir bidon çamaşır suyu her yeri çamaşır suyu ile temizlediğinizde rahatlıyor musunuz? 

Evinizde en ufak bir dağınıklığa tahammül edemiyor musunuz? 

Ellerinizin temiz olduğunu bildiğiniz halde sık sık sabunlama ihtiyacı mı duyuyorsunuz?

Evinizin kirleneceğini düşündüğünüz için misafir kabul etmekten kaçınıyor musunuz?

Dışarı çıkmanız gerektiğinde kirleneceğinizi mi düşünüyorsunuz? 

Komşularınızı temiz ve pasaklı diye gruplandırıyor musunuz?

Pasaklı olarak değerlendirdiğiniz komşularınıza gitmiyor musunuz?

17 Nisan 2014 Perşembe

Hastalıktan Utanmak

Bugün birçok insanın sorun haline getirdiği hastalıktan utanma hakkında biraz konuşalım istedim. 

Belki de birçoğumuzun başı bu utanma duygusu nedeniyle ağrımıştır ya da utanma duygumuzu yenemediğimiz için hastalığımızı saklamak zorunda kalmışızdır. 

Hastalıktan utanmanın geçerli bir nedeni yoktur aslında. Daha çok vücudun mahrem yerlerinde ortaya çıkan hastalıklar nedeniyle hastalığımızdan utanırız. Bunun nedeni hastalığı doktora anlatamamak ve hastalıklı bölgeyi doktora göstermeyi istememek gelmekte... 

Erkekler de kadınlar da bazı hastalıklarla karşılaşmaktan, bu hastalıkların  başlarına gelmesinden çok endişe ediyorlarmış.

Erkeklerin en çok korktukları ve utandıkları için doktora başvurmakta geç kaldıkları hastalıklar ürolojik hastalıklarmış. İktidarsızlık, prostat, basur gibi hastalıklar erkeklerin en çok utandıkları hastalıklar arasında görülmekteymiş. 

6 Nisan 2014 Pazar

Yaz Aylarının Korkulu Rüyası; Ter Kokusu

Merhaba efendim...

Birkaç gündür yoğun işlerim nedeniyle giremediğim blog sayfamda bugün sizlerle ter kokusu hakkında sohbet etmek istiyorum. 

Bu da nereden çıktı şimdi, ülkenin gündemi almış başını gidiyor, yerel seçimler yapıldı, önümüzde cumhurbaşkanlığı seçimi hatta genel seçimler var, sen ter kokusundan bahsediyorsun diyenleriniz olabilir...

Ee... Ne yapalım yani, ülkenin gündemini biz belirleyemediğimize göre, kendi küçük dünyamıza döndük,  bizim için önemli olan şeyler hakkında yazmaya başladık gari...

14 Mart 2014 Cuma

Flaş Haber! Devlet Hastanelerinde Kürtaj Sessiz Sedasız Yasaklandı

Yasakçı zihniyet yine hortladı ve devlet hastanelerindeki kürtaj uygulamasını kaşla göz arasında kaldırıverdi. 

Evet, yanlış okumadınız. Artık,  devlet hastanelerinde kürtaj yapılmıyormuş

Neden yapılmıyor? Çünkü, hastanelerin online kayıt sisteminde bulunan tıbbı tahliye kodu kaldırıldı ve dolayısı ile devlet hastanelerinde kürtaj yasaklanmış oldu. Yetkililer yasak yok dese de haberler 14 Şubat 2014 tarihinden beri devlet hastanelerinde kürtaj yapılmadığını gösteriyor.

Online kayıt sisteminde tıbbi tahliye kodu ile bahsedilen şey devlet hastanelerinde 10 haftalık gebeliğe kadar yasal olarak uygulanan kürtaj işlemlerini kapsıyor. Ancak bu kodun kaldırılması kadınların kürtaj isteği ile randevu almasına engel oluyor. Doktorların da eli kolu bağlanıyor.

6 Mart 2014 Perşembe

Şiddetli Baş Ağrısı Nasıl Geçer

Başım ağrıyor. Ağrımak falan değil resmen zonkluyor. 

Şakaklarımdan başlayan ağrı tüm beynimi kaplıyor.

Ağrı kesici içtim, bana mısın demedi... Beynim çıkacak sanki, başımı eğdiğimde ağrının şiddeti daha da dayanılmaz hale geliyor. Ben de açtım blog sayfamı ve başladım baş ağrısına neden olan etkenleri araştırmaya ve bunları sizlerle paylaşmaya...

Peki, bize hayatı zindan eden baş ağrısı neden meydana gelir? Baş ağrısının nedenleri nelerdir?

Baş ağrısı nörolojik bir rahatsızlık nedeniyle ortaya çıkabileceği gibi, stres, sinir, üzüntü gibi psikolojik nedenlerle de ortaya çıkabilir. Baş ağrısı deyince aklımıza en çok migren gelir. Ancak her baş ağrısı migren değildir. Bunun ayrımını ancak uzmanlar yapabilir.  

Baş ağrısı ile psikolojik rahatsızlıklar bir arada görülebilir. Bir olay karşısında aşırı üzülen ve strese giren pek çok kişinin "başım ağrıyor" dediğini duymuşuzdur. Psikolojik etkenler baş ağrısını artırabilir ya da süresini uzatabilir. Baş ağrısına psikolojik rahatsızlık hikayesi eşlik ediyorsa baş ağrısı psikolojik baş ağrısı olarak adlandırılır.  

Gerilim tipi baş ağrısı ise tam da benim durumumu anlatıyor. Kaygı, yorgunluk ve endişe gibi sebeplerle ortaya çıkan  bu baş ağrısı, en sık rastlanan baş ağrısı türüymüş. Özellikle kadınlarda daha sık rastlanan gerilim türü baş ağrısı migren kadar şiddetli olmamakla birlikte daha uzun süre devam edermiş. Bir kaç gündür baş ağrısı çekiyorum ve ağrı kesici içmeme rağmen baş ağrım azalmıyor.

Gerilim tipi baş ağrısının en önemli özelliği başın her iki yanında ve alında sanki çemberle sıkıştırılıyormuş gibi ağrı oluşmasışmış. Bu ağrı hemen geçebileceği gibi bir hafta  bile sürebilirmiş.  

Peki, baş ağrısını geçirmek için ne yapmak gerekir? 

Ilık bir banyo yapabilirsiniz. 

Ağrı kesici alabilirsiniz. Ağrı kesiciyi almak için baş ağrısının çok şiddetlenmesini beklemeyin, aksi takdirde ağrı kesici etki etmeyebilir.

Şayet baş ağrınız migrenden kaynaklı ise düzenli olarak sağlık kontrolünüzü yaptırmalısınız. Ağrının şiddeti çok fazla ise, en yakın hastanenin acil servisine başvurabilirsiniz.

Migren tipi baş ağrısında hareket etmek baş ağrısını daha da artırabilir, o nedenle dinlenmeyi tercih edin ve mümkünse hiç hareket etmeden yatın. 

Migren tipi baş ağrısı ve sinirsel baş ağrılarında tülbentle başı sıkmak faydalı olabilir. 

Sinirsel ve gerilim tipi baş ağrılarında başa ve boyun bölgesine masaj yapılması ağrının azalmasında etkili olabilir. 

Ben de sıcak bir çay içip, erkenden uyumak istiyorum, bugün baş ağrısı beni fazlasıyla yordu, kendimi iyi hissetmiyorum. 

Hayatımın en yoğun(!) günlerini yaşadığım şu günlerde stres ve kaygıdan kaynaklanan gerilim tipi baş ağrısı çektiğimi düşünüyorum. O nedenle kaygılarım sona erdiğinde baş ağrılarımın da sona ereceğini umut ediyorum. Umarım öyle olur, yoksa bu baş ağrısı çekilecek gibi değil... 

Sevgiyle kalın...

13 Şubat 2014 Perşembe

Dikkat! Ağır Okul Çantaları Çocukların Skolyoz Olmasına Neden Oluyor

Okula giden çocuklara hiç dikkat ettiniz mi? Minicik bedenlerine inat kocaman kocaman çantaları nasıl da taşıyorlar.

Ortopedi uzmanları, ağır okul çantaları konusunda hem öğretmenleri hem okul yönetimlerini hem de anne-babaları uyarıyorlar. 

Özellikle çocukların ergenliğe girdiği 12-15 yaş aralığında hızlı boy uzamasına bağlı olarak omirilik rahatsızlıkları da ortaya çıkmaya başlıyor. 

Çocukların boyları ergenlikle birlikte hızlı uzadığı için kas ve iskelet gelişimi aynı hızda olamıyor. Bunun sonucunda iskelet sisteminde skolyoz denilen omurga çarpıklığı ortaya çıkıyor. 

22 Ocak 2014 Çarşamba

Septik Şok Nedir?


 Ünlü sanatçı Nejat İşler, septik şok nedeniyle hastaneye kaldırılınca çok fazla bilmediğimiz bir terim olan septik şok terimi dilimize yerleşti. 

Peki, septik şok nedir

Septik şok bir enfeksiyona bağlı olarak gelişen ve bütün organları ilgilendiren, ölümle dahi sonuçlanabilen ağır bir tablodur. 

Septik şoka hastalık üretme kapasitesine sahip olan organizmaların, organ ve dokularda iltihap üretmesi neden olur.

Septik şok damardaki kan akışını etkileyen ve hayati tehlikeye neden olan bir şok tablosudur.

Septik şokta hastaya yeterli sıvı verilidiği halde kan basıncı yükselmez ve kandaki iltihap oranı yüksektir. 

Kandaki yüksek iltihap oranı hayati organları olumsuz etkileyerek bu organların çalışmasında bozukluk meydana getirir. 

Bu nedenle septik şok terimi ile çoklu organ yetmezliği terimi her zaman bir arada kullanılırlar. 

Septik şok ilk önce solunum ve boşaltım sisteminde bozulmaya neden olur, bu nedenle septik şoka giren hastalar solunum cihazına bağlanırlar.

Septik şok belirtileri nelerdir

Septik şok tablosunda öne çıkan belirtiler; nabız yüksekliği, ateş, üşüme, vücut ağrısı, kusma, ciltte ortaya çıkan lekeler, baş dönmesi, mide bulantısıdır. 

Kimler septik şok riski taşır?

Kanser hastaları, erken doğan bebekler, yaşlılar, AIDS hastaları, bağışıklık sistemi zayıf olanlar, siroz hastaları, kronik böbrek yetersizliği yaşayanlar, şeker hastası olanlar, KOAH hastaları normal insanlara göre daha fazla risk taşırlar. 

Bu arada ünlü oyuncu Nejat İşler İstanbul'a sevk edilmiş. Nejat İşler'in tedaviye olumlu cevap vermesi ve klinik bulgularda meydana gelen iyileşme sonrasında doktorları İstanbul'a sevk edilmesine izin vermiş. 




20 Ocak 2014 Pazartesi

Öksürükle Baş Edebilmek İçin En Etkili İlaç; Kara Turp ve Bal

Kış aylarının en önemli rahatsızlıklarından birisi de öksürüktür. Özellikle inatçı ve geçmeyen öksürük hayat kalitemizi düşürür ve bize zor zamanlar yaşatır. 

Kış ayları ile birlikte pek çoğumuz öksürük nedeniyle sıkıntılı günler yaşamak zorunda kalıyoruz. Özellikle astım ve nefes darlığı gibi kronik hastalığı olanlarda öksürük önemli bir problem haline geliyor.

Peki, öksürükle mücadelede en etkili yöntem nedir

İnatçı öksürükten ilaç kullanmadan kurtulmak mümkün. Hepinizin bildiği gibi doğa ananın insanlara verdiği en önemli hediyelerden birisi baldır. Balın sağlık açısından değeri ve önemi tartışılamaz. Balın öksürüğe iyi geldiğini bilmeyeniniz yoktur. 

Peki bal ile kara turp kullanılarak hazırlanan karışımı hiç duydunuz mu? Evet, yanlış duymadınız.  Kara turp ve bal kullanılarak hazırlanan karışım öksürük için en etkili ve en doğal ilaç

Karışımı hazırlamak için kara turpun dış kabuğunu temizleyin ve bir güzel yıkayın. Kara turpun kabuğunu soymadan  içini oyun. Dış kabuk kalacak dikkat edin.  Turpun beyaz kısmını da tamamen yok edecek şekilde oymayın. Beyaz kısım tamamen oyulmayacak yani. 

Turpun içindeki oyuk kısma kaliteli baldan birkaç yemek kaşığı  doldurun. Balı koyduktan sonra turpun kestiğiniz kısmını kapak olarak kapatın ve bu şekilde 24 saat soğuk bir yerde bekletin. İşte, mucize kara turp ve bal karışımınız hazır.

Bu karışımdan günde birkaç şeker kaşığı tüketmeniz öksürükten kurtulmanız için yeterli.

Geçmiş olsun...