26 Şubat 2014 Çarşamba

Öfke nedir? Öfke Kontrolü Nasıl Sağlanır

Öfke nedir? Öfke, tüm canlıların hissetmiş olduğu, normal ve sağlıklı bir duygudur. Ancak öfkenin ortaya çıkması ne kadar kolaysa kontrol edilmesi de o derece güçtür. Birçok insan öfkesini kontrol edemediği için sorun yaşamaktadır.

Bu nedenle, öfkemizi ve kendimizi kontrol etmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Aksi takdirde öfkemize yenik düştüğümüz için haklı olduğumuz bir konuda dahi haksız konuma düşebiliriz. 

Öfke, olaylar karşısında göstermiş olduğumuz tepkisel bir duygudur. Nasıl ki mutlu olduğumuz zaman mutluluğu kabul edilip mutluyum diye ifade edilebiliyorsak, öfkeli olduğumuz anda da öfkemizi kabul etmemiz gerekir. Yani öfke de tüm duygularımız gibi kabul edilmesi gereken bir duygu durumudur. Önemli olan öfke kontrolü konusunda bilgilenerek, öfkemizi kontrol etmeyi öğrenmemizdir.

24 Şubat 2014 Pazartesi

Dedikodu Yapmak Günah mıdır Değil midir

Merhaba blog sayfamın değerli ziyaretçileri. Akşamın bu saatinde sizlerle dedikodu yapmak hakkında düşüncelerimi paylaşmak istedim. Bu yazıyı yazmama aynı binada oturan iki komşunun arasında geçen nahoş olay neden oldu. 

Olayı kısaca sizlerle paylaşmak isterim. 

Aynı binada oturan komşulardan birisi eşiyle kavga ediyor. Bu olaya tanık olan diğeri ise olayı üçüncü şahıslarla paylaşarak, komşusunun özel hayatını deşifre ediyor. Ne kadar düzeysiz ve ne kadar bencilce bir davranış. Özellikle eşler arasında yaşanan olayların üçüncü şahıslar tarafından dedikodu malzemesi olarak kullanılması oldum olası beni çok sinirlendirmiştir. Kimse kavga etmek istemez, kavga etmek istemediği gibi başkalarının bu kavgayı bilmesini ya da dinlemesini hiç istemez.

Dikkat! Sınav Kaygısı ve Sınav Heyecanı Başarınıza Gölge Düşürmesin

Merhaba arkadaşlar; 

Hepinizin bildiği gibi 23 Mart'ta üniversite giriş sınavının ilk ayağı olan YGS sınavı yapılacak. 

Sınav günü yaklaştıkça pek tabi ki, öğrencilerin sınav kaygısı büyümeye başlıyor. 

Ancak gençlerin çok dikkatli olması ve sınav kaygılarını yenmeleri lazım. Aksi takdirde sınav kaygısı ve sınav heyecanı yüzünden başarılarına gölge düşebilir.

Peki, birçok genci içine alan sınav kaygısı ile başa çıkmak mümkün müdür?

Elbette mümkündür. Sınav kaygısı ile baş etme yolları hakkında bilgi vermeden önce gelin önce sınav kaygısının belirtileri hakkında konuşalım. 

Sınav kaygısı, aşırı heyecan nedeniyle yaşanılan ve gençlerin soruları yanlış yapmasına ya da soruları hiç cevaplayamamasına neden olan panik halidir.

Sınav kaygısı yaşayanlar sınav sırasında mide ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı, terleme gibi sorunlar yaşarlar.

18 Şubat 2014 Salı

Evlilikte Ortaya Çıkan İletişim Sorunu Nasıl Çözülür

Evlilik, farklı kişilik özelliklerine sahip olan iki insanın ne kadar zor olursa olsun bir arada yaşayabilmesidir.

Evliliklerin bitmesine neden olan sorunların başında eşler arasında yaşanan iletişim sorunları geliyormuş. 

Birçok evlilik ortaya çıkan iletişim sorunları nedeniyle boşanmayla sonuçlanıyormuş. 

Peki, evlilikte ortaya çıkan iletişim sorunları nasıl çözülür? Sorunun cevabını vermeden önce iletişim sorunlarının neden ortaya çıktığı üzerinde durmamız gerektiğini düşünüyorum. 

14 Şubat 2014 Cuma

Sevginizi Göstermeniz İçin Bir Gün Yetmez

Özellikle 14 Şubat Sevgililer Günü akşamı kaleme aldım bu yazıyı. 

Ben daha önceki yazılarımda da sevginin bir güne sığdırılamayacağından, özel günlerin hayatımızda çok fazla bir şey değiştirmediğinden bahsetmiştim.  

Oldum olası böyle özel günler beni biraz gerer. Hatta hediye almak falan biraz zorlama hatta yapmacık gelir bana ... E, alan olsa kabul etmem değil ama eşim de benimle aynı kafada galiba, hediye falan hak getire yani...

13 Şubat 2014 Perşembe

Dikkat! Ağır Okul Çantaları Çocukların Skolyoz Olmasına Neden Oluyor

Okula giden çocuklara hiç dikkat ettiniz mi? Minicik bedenlerine inat kocaman kocaman çantaları nasıl da taşıyorlar.

Ortopedi uzmanları, ağır okul çantaları konusunda hem öğretmenleri hem okul yönetimlerini hem de anne-babaları uyarıyorlar. 

Özellikle çocukların ergenliğe girdiği 12-15 yaş aralığında hızlı boy uzamasına bağlı olarak omirilik rahatsızlıkları da ortaya çıkmaya başlıyor. 

Çocukların boyları ergenlikle birlikte hızlı uzadığı için kas ve iskelet gelişimi aynı hızda olamıyor. Bunun sonucunda iskelet sisteminde skolyoz denilen omurga çarpıklığı ortaya çıkıyor. 

11 Şubat 2014 Salı

Hayvanat Bahçesindeki Zürafayı Keserek Aslanlara Yem Yaptılar

Sabah kahvaltı yaparken, haberleri dinleyim, günün önemli gelişmelerini şöyle bir gözden geçireyim demiştim ki bir de ne göreyim: 

Danimarka'nın Kopenhag kentinde bulunan hayvanat bahçesinde Marius isimli zürafa kesilerek aslanlara yem yapılmış. 18 aylık olan Marius, aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda seyircinin gözü önünde kesilerek aslanlara yem yapılmış. 

Duyunca kulaklarıma inanamadım. Danimarka'dan bahsediyoruz. Hayvan haklarını korumaktan bahseden, Avrupalı olduğunu söyleyen ve gelişmiş ülkeler arasında gösterilen Danimarka'dan bahsediyoruz. 

10 Şubat 2014 Pazartesi

Dostlukta Samimiyet Çok Önemli, Dostunuzun Samimi Olduğundan Emin misiniz

Lise yıllarımda çok değerli bir arkadaşım vardı...

Arkadaş demenin eksik kalacağı kanısındayım, benim için gerçek bir dosttu. 

Liseden mezun olduktan sonra başka mecralara savrulduk ve ilişkimiz ne yazık ki öylece bitti gitti... Dostluğumuza sahip çıkamadık maalesef...

Aradan geçen bunca zamandan sonra hala öyle bir dost bulamamanın eksikliğini hissediyorum. 

Tam, işte budur, artık bir dostum var diyorum, bir bakıyorum ne dostum var ne de bir sırdaşım. 

Şimdi, dostluk nedir desem, birçoğunuz "sıkıştığım anda, başım dara düştüğünde, hiç düşünmeden, karşılıksız hiç bir çıkar gütmeden, art niyetsiz yanımda olan candan öte insan" diyor olabilirsiniz. 

Gerçekten de dostluk kelimesi, yardımlaşma, paylaşma, sır saklama, koruma, kollama, geliştirme, yetiştirme ve daha pek çok şeyi ifade eder. Kim başı sıkıştığında bir arkadaşa, bir sırdaşa ve bir dosta ihtiyaç duymaz ki... 

9 Şubat 2014 Pazar

Muhteşem Yüzyıl'ın Bu Hafta Yayınlanacak Bölümünde Kanuni Sultan Süleyman Şehzade Mustafa'yı Boğduruyor

Derler ki, Kanuni oğlu Mustafa'yı boğdurduktan sonra bir daha hiç mutlu olmamış, yüzü hiç gülmemiş. 

Evet, bir dönem dizisi olan Muhteşem Yüzyıl yayına girdiği günden beri herkesin tarihe ilgi duymasına ve yaşanan olayları sorgulamasına neden oldu. Bu hafta Muhteşem Yüzyıl'da gözyaşı var, elem var, keder var, Şehzade Mustafa'nın ölümü var.

Osmanlı İmparatorluğu'nun tahtta en uzun kalan padişahı olan Kanuni ne yazık ki Hürrem Sultan'ın etkisinde kalarak almış olduğu bazı kararlar nedeniyle her zaman biraz eleştirilmiştir.

6 Şubat 2014 Perşembe

14 Şubat Sevgililer Günü Neden Kutlanır

Bir sevgiliniz ya da bir eşiniz varsa dört gözle 14 Şubat Sevgililer Günü'nü bekliyor olabilirsiniz. 

Peki, 14 Şubat Sevgililer Günü neden kutlanıyor hiç  düşündünüz mü? İşte size bu sorunun cevabı:

14 Şubat Sevgililer Günü'nün tarihi çok eskiye dayanmaktadır. Eski Roma Katolik Klisesine kadar uzanan bir tarihe sahip olan bu  özel gün birçok ülkede kutlanmaktadır. 

İlk defa Eski Roma Katolik Klisesi döneminde Valentine isimli bir din adamı adına düzenlenen ve bir bayram günü olarak kutlanan 14 Şubat, 1847 yılından sonra her yıl kutlanmaya ve sevgililer günü olarak anılmaya başlanmıştır.

Bazı ülkelerde 14 Şubat sevgililer gününün "Aziz Valentine Günü" olarak kutlandığını biliyor muydunuz? Valentine ismi "sevgili" demekmiş. 

M.Ö. Roma'da 14 Şubat tarihinde Lupercus Şenliği düzenlenirmiş. Bu şenlikte genç kızlar ve genç erkekler evlenecekleri ve birlikte olacakları eşlerini seçelermiş. 

M.S. 270 yılına kadar devam eden bu gelenek o dönem savaşlarda başarısız sonuçlar alınması üzerine İmparator Cladius tarafından yasaklanmış. Evliliği yasaklayan imparator herkesin tepkisini çekmeye başlamış.

İşte bu dönemde Valentine isimli rahip ise evlenmek isteyen gençleri gizlice evlendirmeye başlamış. Bu durumdan haberdar olan İmparator Cladius, Valentine isimli rahibin zindana atılmasına ve idam edilmesine karar vermiş.

Zindanda yaşamaya mahkum olan ve idam gününü bekleyenValentine, kendisine yemek getiren, aynı zamanda gardiyanın kızı olan genç kıza aşık olmuş. Ancak kızın gözleri görmüyormuş. Valentine'in etkileyici sesi kızı çok etkilemiş. 

Valentine cezasının infaz edileceği zaman gardiyanın kızına bir not yazmış ve gardiyan aracılığı ile notu kıza göndermiş. Nota bakan kızın gözleri açılmış ama Valentine taşlanarak idam edilmiş. İşte 14 Şubat gününün hikayesi bu şekildedir. 

1847 yılında Esther Howlond ilk sevgililer günü kartını basarak bu tarihin tüm dünyada 14 Şubat sevgililer günü olarak kutlanmasına vesile olmuş. 

İlk kutlanmaya başlandığı yıllarda sevgililer arasında yaşanan aşkı anlatmaya yarayan ve çok özel duyguların paylaşıldığı kartların sevgiliye verilmesi olarak şekillenen kutlamalar, zaman içinde maddiyata dökülmüş ve  tüm güzel şeyler gibi içi boşaltılmıştır.

4 Şubat 2014 Salı

Kıskançlık Nedir? Kardeş Kısançlığı Önlenebilir mi

Kıskançlık gayet insani bir duygudur. İnsanın olduğu her yerde kıskançlık duygusunun var olması kadar doğal bir şey yoktur. Hepimiz zaman zaman kıskançlık duygusunu yaşamışızdır. 

Peki, kıskançlık nedir? Bu sorunun cevabı çok basittir. Bir şeyin, bir kimsenin kaybedilmesinden korkulduğu için gelişen olumsuz davranışlar kıskançlık olarak tanımlanır. Sevgili, arkadaş, öğretmen, anne ve babayı kıskanmak en bilindik kıskançlık türleridir. 
Özellikle kardeşler arasında yaşanan kardeş kıskançlığı ebeveynlere hayatı dar eden kıskançlık türüdür.

Kardeş kıskançlığı çoğu zaman kardeşin dünyaya geldiği andan itibaren başlarken bazen ilerleyen yıllarda da ortaya çıkabilmektedir. 

Kardeş kıskançlığı önlenebilir mi?
Pedagoglar, kardeş kıskançlığının maalesef önlenemediğini belirtiyorlar. Ancak bu olumsuz duygunun yarattığı tahribatı azaltmak için bazı önlemler alınması gerektiğinin altını çiziyorlar. 

Kardeş kıskançlığını en aza indirmek, bu dönemin her iki çocuk için de daha az sancılı geçmesini sağlamak için pedogog yardımı alınması gerektiğini belirten uzmanlar, kardeşler arasında yaşanan kıskançlık nedeniyle büyük sorunlar yaşayan aileler olduğunu belirtiyorlar.

Kıskançlığın derecesi her çocukta farklıdır. Bu nedenle çocuğun kıskançlık derecesi çok yüksek ise mutlaka profesyonel yardım alınması gerekir.

Şayet çocukta, alt ıslatma, tırnak yeme, mutsuz ruh hali, gereksiz ağlamalar, uyku ve yeme bozuklukları, saygısızlık, öfke nöbetleri, hırçınlık, saldırganlık, kardeşe vurma, içine kapanma, inat, ardaşlarına kötü davranma vb. davranışlar gözlemleniyorsa mutlaka profesyonel destek alınmalı, çocuğun bu dönemi daha kolay ve daha sancısız atlatması sağlanmalıdır.

Anne ve babalar kardeş gelmeden önce çocuğu bu sürece hazırlamalıdırlar. Çocuğa eve gelecek yeni bireyin varlığı en uygun dille anlatılmalı, bebekle ilgili alınan kararlara ( bebek odasının düzenlenmesi, bebeğin ismi vb.)  büyük çocuğun da katılması sağlanmalı, yeni bebekle birlikte büyük çoçuğun hayatında fazla değişiklik olmaması için gayret edilmelidir.

Kardeş kıskançlığı zaman içinde kendiliğinden ortadan kalkan bir duygudur. Ancak bazı durumlarda kıskançlık sorunu bir türlü ortadan kalkmaz ve çözüme ulaşamadığı için ilerleyen yıllarda da görülebilir. Öyle ki,  bazen, yetişkin insanların dahi kardeşini kıskandığı görülmektedir.







3 Şubat 2014 Pazartesi

Türkiye'nin Uyuşturucu Karnesi Kötü; Uyuşturucu Kullanımı Gittikçe Yaygınlaşıyor

Yapılan araştırmalar, Türkiye'de uyuşturucu kullanma yaşının gün geçtikçe düşmeye başladığını gösteriyor ne yazık ki.  Uyuşturucu ile ilgili yapılan resmi araştırmalar, Türkiye'de uyuşturucu kullanmanın hayli yaygın olduğunu ortaya çıkarmaktadır.

Türkiye'de yapılan araştırmalar ve uyuşturucu ile ilgili istatistikler hiç de iç açıcı değil ne yazık ki...

Uyuşturucu kullandığı için profesyonel yardım alanların arasında 12 yaşında çocukların dahi olması sorunun boyutunu göstermesi bakımıdan önemlidir. 

Evet, ne yazık ki Türkiye'de uyuşturucu kullanma yaşı 12'ye kadar düşmüş durumda...

Bağımlıların zengin aile çocukları olduğu kanısı da gerçeği gözden kaçırmamıza neden olan yanlış bir düşünce... Bağımlı olanların büyük bir kısmı gelir durumu çok da yüksek olmayan ailelerin çocukları.

Uyuşturucu bağımlılarının büyük bir kısmı ilkokul ve ortaokul mezunu kişiler. Yine bağımlı kişilerin % 89'u hayatını ailesiyle birlikte geçiriyor.

Bağımlı olanların % 58'i ise işsiz kişilerden oluşuyor.

Türkiye'de en fazla kullanılan uyuşturucuların başında esrar geliyor. Esrardan başka eroin, kokain, ecstasy, metamfetamin, afyon, captagon, khat ve bonzai de Türkiye'de giderek yaygınlaşan uyuşturucular arasında.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, Türkiye'de son yıllarda bonzai isimli sentetik uyuşturucunun kullanımı oldukça yaygın bir hale gelmiş. 

Gençlerin çok kolay elde ettiği bu uyuşturucu, oldukça tehlikeli bir madde olan haşere ilacından oluşuyor. Tütüne karıştırılarak içilen bu uyuşturucu içen kişiye keyif değil acı veriyor.

Bonzai kullanan kişilerde ilk etapta şiddetli kalp çarpıntısı, sersemlik, mide bulantısı, konuşmada güçlük, halüsinasyon görmek, zaman kavramında bozulma gibi belirtiler ortaya çıkıyor. Devamlı kullanılması kalıcı deliliğe neden oluyor. 

Bonzai bağımlıları en çok gözlerinden anlaşılıyor. Bonzai kullanan kişilerin gözleri kırmızı bir hal alıyor. Çoğu bonzai bağımlısının göz damlası kullanmasının nedeni,  gözlerindeki sorunu kamufle etmek. 

Uzmanlar, anne-babaları çocukların gözlerini takip etme konusunda uyarıyorlar. Şayet, çocuğun gözleri kıpkırmızı ise ve devamlı göz damlası kullanıyorsa, vücudunda iyileşmeyen yaralar ortaya çıkıyorsa çocuğun bonzai bağımlısı olma ihtimali yüksektir. Çocuğunda bu tür belirtiler fark eden aileler, çocuklarını bu illetten kurtarmak için mücadele etmelidir. 

Bağımlılık oranı çok yüksek olan bonzai, diğer uyuşturuculara oranla çok daha zararlı bir uyuşturucu. Emniyet yetkilileri bonzai bulmanın  da diğer uyuşturuculardan daha kolay olduğunu belirtiyorlar. 

Bonzai ile ilgili ilginç bir bilgi de kokusuz olduğu için kolay kolay farkedilmediği bilgisi. O kadar ki sigara içen bir kişinin sigara mı yoksa bonzai mi içtiğini kimse anlayamıyor, polisler bile.... 

2 Şubat 2014 Pazar

14 Şubat Sevgililer Günü Yaklaşıyor; İlişkinizi Monotonluktan Kurtarmanıza Yardımcı Olacak Bazı İpuçları

14 Şubat Sevgililer Günü yaklaştı. Birbirine büyük bir aşk ve sevgiyle bağlı olan birçok çift, aşklarını tazelemek, aşklarını yeniden hissetmek ve biricik aşkına sevgisini göstermek için o günü bekliyor.

Yaklaşan sevgililer günü öncesi ilişkinizi gözden geçirmeniz, ilişkinizin eksik yönlerini tamamlamanız ve daha sağlam temellere oturtmaya çalışmanız doğru bir davranış olacaktır. 

İlişkinizin monotonlaştığını mı düşünüyorsunuz? İlişkinizi monotonluktan kurtarmak için ne yapmanız gerektiğini bilmiyor musunuz? 

İşte, ilişkinizi monotonluktan kurtanmanıza yardımcı olacak bazı ipuçları:


  • İlişkinizi rutin işleyişten kurtarmak için küçük de olsa hayatınızda değişiklikler yapmayı ihmal etmeyin. 
  • Bir çift olmanın yanında birey olduğunuzu unutmayın. Kendinize zaman ayırın, yeni arkadaşlar edinin, farklı sosyal çevrelere girin ve eşinizin farklı ortamlara girmesini destekleyin.
  • İkili ilişkilerde en fazla iletişimsizlik sorunu yaşanmaktadır. Birçok sevgili ya da evli çift, ilişkilerinde sorun olduğundan ve   konuşamamaktan yakınmaya başlarlar. Bu nedenle siz siz olun eşinizle iletişim kurmaya devam edin. Eşinizi dinlemeyi öğrenirseniz iletişim kurmakta zorlanmazsınız.
  • Teknolojik aletlerin yaygınlaşması eşler arasında yaşanan kopukluğu hızlandıran bir gelişme olarak dikkat çekiyor. Akıllı telefon, bilgisayar, tablet gibi aletlerin hayatınızı çalmasına ve ilişkinize yön vermesine izin vermeyin. 
  • Eşinize dokunmaktan çekinmeyin. Dokunmak sevginin en güzel göstergesidir. 
  • Eşinizi yermek yerine övmeyi tercih edin. Her zaman olumsuz anlamda eleştirmek eşinizi incitir. Onu övmeye başlarsanız karşılık olarak o da sizi takdir etmeye başlayacaktır. 
  • İlişkinizi canlı tutmak için cinsel yaşamınızı renklendirin. Yeniliklere açık olmanız ilişkinizi canlandıracaktır. 
  • Eve kapanmak ilişkiyi monotonluğa sürükleyen en önemli detaylardan birisidir. Bu nedenle eve kapanmak yerine sosyalleşin. Aile ziyaretleri yapın, sinemaya, konsere, tiyatroya gidin. Yakın arkadaşlarınızla görüşmeyi ihmal etmeyin.
  • Küçük hediyeler almak, küçük aşk notları yazmak ilişkinin heyecan kazanmasına ve keyifli bir hal almasına yardımcı olur. 
  • İster evli olun, ister sevgili her ilişkide zaman zaman bazı tatsızlıklar yaşanır. Tartışma yaşanmayan ilişki yoktur. Ancak, tartışmaları uzatmak ilişkiyi en fazla yıpratan sorunların başında gelir. Bu nedenle ikili ilişkilerde tartışmaları uzatmamak en doğrusudur.
  • Seni seviyorum demekten sakın korkmayın. İnanın aşkın en iyi anlatıldığı cümle "seni seviyorum" cümlesidir. Aşk hayatında bu cümle kadar etkili başka bir kelime yok...
  • Değer verdiğinizi ve önemsediğinizi sevgilinize hissettirin. Duygularınızı karşınızdaki kişiye geçirmeniz samimiyetinizle alakalıdır. İkili ilişkilerde, ne kadar samimi ve dürüst davranırsanız o derece inandırıcı olursunuz.